1. Fiil çaprazla(n)mak, birbirinin üstünden geç(ir)mek, çapraz yapmak/örmek, (birbirine) tutuşmak/geç(ir)mek.

    interlaced branches. Their hands interlaced.
  2. Fiil ağ yapmak, ağ gibi örmek.
  3. Fiil karıştırmak, birleştirmek, mezcetmek.
    to interlace speech and song.
araya katmak, arasına serpiştirmek, çeşni vermek.
to interlace a lecture with quips.