üstünlük.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

üstünlük
excellence
üstünlük
distinction İsim
üstünlük
ascendancy İsim
üstünlük
elevation İsim
üstünlük
dominance
üstünlük
priority İsim
üstünlük
hegemony
üstünlük
precedence
üstünlük
advantage
üstünlük
vantage
üstünlük
odds
üstünlük
predominance
üstünlük
lordship
üstünlük
supremacy
üstünlük
paramountcy
üstünlük
primacy
üstünlük
preponderance
üstünlük
preeminence
üstünlük
preponderation
üstünlük
privilege
üstünlük
selectness
üstünlük
superlativeness
üstünlük
supremeness
üstünlük
surpassingness
üstünlük
transcendness
üstünlük
transcendence
üstünlük
transcendentness
üstünlük
transcendentality
üstünlük
transcendentalism
üstünlük
antecedence
üstünlük
ascendant
üstünlük
beauty
üstünlük
choiceness
üstünlük
class
üstünlük
domination
üstünlük
gree
üstünlük
meliority
üstünlük
whip hand
üstünlük
superiority İsim
askeri üstünlük
militarism
aşikâr üstünlük
obvious advantage
birine belli etmeden üstünlük kazanmak
to steal a march upon sb Fiil
birine bir üstünlük tanımak
to concede an advantage to sb Fiil
birine üstünlük elde etmek
to have the wind of sb Fiil
birine üstünlük elde etmek
to gain the advantage over sb Fiil
daha düşük bir ortalama maliyeti gerçekleştirebilen üstünlük
absolute cost advantage
ekonomik üstünlük
economic preeminence
ekonomik üstünlük
economic supremacy
ekonomik üstünlük
pre eminence economic
ekonomik üstünlük
economic superiority
ele geçmez üstünlük
exceptional advantage
karşılaştırmalı üstünlük
comparative advantage
karşılaştırmalı üstünlük teorisi
theory of comparative advantages
kurnazlıkla üstünlük sağlamak
to outfox Fiil
malzemece üstünlük
superiority in material
mukayeseli üstünlük
comparative advantage
mutlak üstünlük
(com) absolute advantage
mutlak üstünlük
absolute advantage
mutlak üstünlük teorisi
the theory of absolute advantage
politik üstünlük
political ascendancy
rakibe üstünlük
competitive advantage
satıcılıkta üstünlük sağlamak
to outsell Fiil
sayıca üstünlük
majority İsim
seçimlerde taraflardan birinin büyük üstünlük elde etmesi
landslide
söylemsel üstünlük
discursive dominance İsim, Sosyoloji
ticari üstünlük
trading advantage
üstünlük elde etmek
to gain the mastery Fiil
üstünlük sağlama
one upmanship
üstünlük sağlamak
get the upper hand, gain the upper hand, have the upper hand Fiil
üstünlük tanımak
to give place Fiil
üstünlük taslamak
to prim Fiil
üstünlük taslayan
toplofty Sıfat
üstünlük taslayan
self-righteous Sıfat
üstünlük ve değeri ile göze çarpan şey veya kimse
standout
üstünlük yanlısı
supremacist
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

üstünlük
Üstün olma ... fâikiyet, rüçhan