Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

its
onun, kendisinin. (
it adılının iyelik hali).
The creature lifted its head. I like İstanbul
for its beauty. The group held its first meeting yesterday.
Zamir
(missile) to miss its object
şaşmak Fiil
(river) to overflow its banks
taşmak Fiil
(snake) to cast off its skin
gömlek değiştirmek Fiil
(sth) to lose its charm
tadı kaçmak Fiil
(sth's being placed) on its side
yanlama yanlamasına
(vehicle) which doesn't jolt its passengers
sarsıntısız
(water) to break through its barriers
boşanmak Fiil
A good deed is its own reward.
İyilik yap, denize at (balık bilmezse hâlik bilir). Cümle
acquire a character of its own
özelleşmek Fiil
apply in its entirety
bütünüyle uygulamak Fiil
as part of its efforts to ...
... çalışmaları kapsamında Zarf
at its best
kıvamında
at its cost
masraflar kendisine ait olmak üzere Zarf
at its own cost
masraflar kendisine ait olmak üzere Zarf
at its own expense
masrafları kendisine ait olmak üzere Zarf, Hukuk
at its peak
kıvamında
at its very worst
en kötü durumda
at your/his/her/its whim
keyfine göre Zarf
attain its objectives
amaçlarına ulaşmak Fiil
be at its last gasp
son nefesini verir durumda olmak Fiil
be faulty in its manufacture
imalatı bozuk olmak Fiil
be faulty in its manufacture
fabrikasyon hatası olmak Fiil
be getting its kicks
gazetede sansasyonel haber konusu olmak Fiil
be near its fag end
bitmek üzere olmak Fiil
be null and void from its inception
daha baştan batıl olmak Fiil
be on its way out
(üretim) bitmek üzere olmak Fiil
be on its way to becoming ...
... olma yolunda ilerlemek Fiil
be put in its file
dosyalanmak Fiil
be regular on its face
(çek) görünüşte normal tertip edilmiş olmak Fiil
be scheduled for its first flight
deneme uçuşu için programlanmak Fiil
be still in its swaddling clothes
daha işin başında olmak Fiil
be void on its face
başlangıçtan geçersiz olmak Fiil
be worth its weight in gold
paha biçilmemek Fiil
be worth its weight in gold
değeri ödenememek Fiil
break through its previous March peak
ilk kez önceki Mart ayının en yüksek noktasını aşmak Fiil
bring a town under its power
bir şehri hâkimiyeti altına almak Fiil
bring trouble in its wake
arkasından bela getirmek Fiil
broaden its line of production
üretim çeşidini zenginleştirmek Fiil
broaden its line of products
ürün çeşidini zenginleştirmek Fiil
burst its bank
(ırmak) taşmak Fiil
buy a house for its materials
bir evi yıkıcı olarak satın almak Fiil
buy a house for its materials
evi yıkıcı olarak satın almak Fiil
buy its own share
kendi hisselerini satın almak Fiil
by its nature
doğası gereği İsim
by its very nature
niteliği gereği
by its very nature
doğası gereği İsim
by its very nature
tabiatıyla
capitalize its reserves
yedeklerini aktifleştirmek Fiil
cause (a job) to lose its appeal
kokutmak Fiil
celebrate its centenary
yüzüncü yıldönümünü kutlamak Fiil
certify its financial statement
mali durumunu tasdik etmek Fiil
close its fiscal books
defterleri kapatmak Fiil
collect a political levy from its members
parti üyelerinden para toplamak Fiil
consider a matter in all its bearings
bir sorunu bütün yönleriyle ele almak Fiil
continue its upward advance
yükselmeye devam etmek Fiil
crippled by its losses
uğradığı zararlardan zor duruma düşmüş
cut its dividend
temettüsünü indirmek Fiil
cut its dividend
temettünü indirmek Fiil
deal with a case upon its merits
bir konuda taraf tutmadan karar vermek Fiil
decide something on its merit
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Fiil
delay its funding
fon teminini geciktirmek Fiil
discuss something on its merit
bir konu üzerinde değerine göre karar vermek Fiil
dismiss a claim on its merit
bir iddiayı yersizliği yüzünden reddetmek Fiil
dividing up an undivided property among its owners
izale-i şüyu Hukuk
divorce a word from its context
sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak Fiil
divorce a word from its context
bir sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak Fiil
drag its anchor
demiri taramak Fiil
drain a country of its wealth
bir memleketin servetini tüketmek Fiil
eat something for the first time during its season
siftah etmek Fiil
Every bullet has its billet
Kaderin önüne geçilmez. Sıfat
every dog has his/its day
talih bir gün herkese güler/herkesin bir şans günü vardır.
examine a case on its merits
bir iddianın gerçekliğini incelemek Fiil
examine a question in its entirety
bir sorunu bütünüyle ele almak Fiil
expand its plant
tesislerini genişletmek Fiil
fail its purpose
amacını gerçekleştirememek Fiil
feel its feet
milletine güven duymak Fiil
find its feet again
çevreye alışmak Fiil
find its feet again
yardım gerekmeden bir işi başarmak Fiil
flutter with its wings
çırpınmak Fiil
for its own sake
kendi için
get on its feet again
(iş hayatı) yeniden belini doğrultmak Fiil
give a bill its second reading
bir kanun tasarısını ikinci kez ele almak Fiil
guide a missile to its target
füzeyi hedefine yöneltmek Fiil
guide a missile to its target
bir füzeyi hedefine yöneltmek Fiil
have everything in its place
her şey yerli yerinde olmak Fiil
have it its train
arkasında getirmek Fiil
have it its train
beraberinde getirmek Fiil
have its peak hours in the evening
iş açısından en çok akşamları yoğun olmak Fiil
have its run
seyrini takip etmek.
have reached its peak
doruk noktasına erişmiş olmak Fiil
have the police on its tail
polis tarafından izlenmek Fiil
hold its price
fiyatı değişmemek Fiil
hold up its price
fiyatı sabit kalmak Fiil
in all its aspects
bütün cepheleriyle
in all its aspects
bütün yanlarıyla
in its broadest sense
en geniş anlamıyla Zarf
in its entirety
bütünü ile, tümüyle, tamamen, eksiksiz, noksansız (olarak).
to fulfill an order in its entirety:
bir emri eksiksiz yerine getirmek.
in its fashion
şöyle böyle
in its fashion
oldukça
in its governmental capacity
devlet yetkisine dayanarak
in its own right
başlı başına Zarf
in its present form
mevcut haliyle Zarf
in its time
onun zamanında
inability of a party to pay its debts
acizlik hali
increase its spending on plant
tesislerine yaptığı harcamalarını artırmak Fiil
industry still in its infancy
henüz gelişmekte olan sanayi
its abridged form
(bir kitabın) özeti
just enough of something to let one discover its taste
tadımlık
keep its head
(borsa fiyatları) sabit olmak Fiil
let the nature take its course
işleri oluruna bırakmak, özellikle iki kişinin dış etkilerden uzak sevişmesine göz yummak.
loose its attractiveness
sönmek Fiil
loose its charm
tadı tuzu kalmamak Fiil
loosen its stranglehold on the money supply
para arzını gevşetmek Fiil
lose its lustre
sönmek Fiil
lose its polish
cilası gitmiş olmak Fiil
lose its strength
çözülmek Fiil
lose its value
değerini kaybetmek Fiil
maintain its value
değerinıkorumak Fiil
maintain its value
değerini korumak Fiil
make its mark on ...
...'e damgasını vurmak Fiil
make its mark on ...
...'de iz bırakmak Fiil
meat braised in its own fat
kavurma
move towards its end
sonuna yaklaşmak Fiil
of its own motion
re'sen, kendiliğinden Zarf, Hukuk
off its trolley
arştan çıkmış.
on its behalf
kendi adına, kendi namına
on its last legs
bir ayakı çukurda olmak Fiil
on its own
tek başına Zarf
on its own initiative
re'sen Zarf
on its own motion
re'sen, kendiliğinden Zarf, Hukuk
on one's/its last legs
(a) son kertesinde, tahammülünün sonunda, çok bitkin halde.
I feel as if I am on my last legs, but
a swim should revive me. (b) ölüm halinde, ölmek üzere.
overflow its bank
yatağından taşmak Fiil
owing to its being lucky
teberrüken
pay its debt down the line
bütün borcunu itfa etmek Fiil
pay its own way in ten years
on yılda kendini ödemek Fiil
peddle through its branch offices
şubelerini dolaşmaya çıkmak Fiil
perish by its own mistakes
kendi hatalarından mahvolmak Fiil
plunder a palace of its treasures
bir sarayın hazinesini yağma etmek Fiil
plunder a place of its treasures
bir sarayın hazinesini yağma etmek Fiil
publish news without vouching for its accuracy
doğruluğunu tetkik etmeden haber yaymak Fiil
publish news without vouching for its accuracy
haber yaymak Fiil
put an enterprise on its feet again
bir firmayı yeniden yoluna koymak Fiil
put its security services on full alert
güvenlik servislerini tam ikaz durumuna geçirmek Fiil
put something in its true light
bir şeyi bütün çıplaklığıyla göstermek Fiil
reach its destination
varacağı yere varmak Fiil
relate a story in its entirety
bir hikâyeyi baştan sona anlatmak Fiil
remain free to determine its own us policy
kendi dış siyasetini saptamada serbest kalmak Fiil
repairing a roof by overhauling its tiles
dam aktarma
replenish its funds
kasasını yeniden doldurmak Fiil
restore to its original condition
eski durumuna koymak Fiil
restoring to its original shape
restitüsyon
restructure its whole approach to the customer
müşteriye karşı tutumunu yeniden ayarlamak Fiil
retain in its place
ipka etmek Fiil
return a book to its place
kitabı yerine koymak Fiil
return a book to its place
bir kitabı yerine koymak Fiil
return something to its owner
bir şeyi sahibine iade iade etmek Fiil
return something to its owner
bir şeyi sahibine iade etmek Fiil
reveal the crime in all its nakedness
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya koymak Fiil
reveal the crime in all its nakedness
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmak Fiil
rock the securities market to its foundations
hisse senedi piyasasını temelinden sarsmak Fiil
run its course
normal seyrini izlemek Fiil
run/take its/their course
(hastalık, devlet işi, olaylar vb.) yolunda gitmek, doğal/tabiî seyrini takip etmek.
see a matter in its right perspective
bir sorunu doğru açıdan görmek Fiil
see something in its true aspect
bir şeyin gerçek yüzünü görmek Fiil
see something in its true colour
bir gerçeği bütün çıplaklığıyla görmek Fiil
see something through to its conclusion
bir işi sonuna kadar götürmek Fiil
sell at a discount to its net asset value
net defter değerinden indirim yaparak satmak Fiil
sell its losing line
(firma) ziyana uğrayan bölümü satmak Fiil
sell the bond before its maturity
bono kırdırmak Fiil
set the budget on its feet again
bütçeyi yeniden doğrultmak Fiil
show traces of its original colour despite dyeing
kusmak Fiil
since its inception
kurulduğu günden bu yana Zarf
since its inception
kuruluşundan bu yana Zarf
spread its business basis
faaliyet tabanını genişletmek Fiil
stamp its feet
tepinmek Fiil
stand on its hind legs
susta durmak Fiil
still in its infancy
hala emekleme döneminde Fiil
sublet part of its production
üretimin bir kısmını başka fabrikalara yaptırmak Fiil
sue in its corporate name
ticari unvanı altında dava açmak Fiil
take its course
olacağına varmak.
the poison had done its work
zehir etkisini gösterdi.
the river's overflowing its banks
ırmağın taşması
The snake throws its skin
Yılan deri değiştirir.
to be at its worst
(hastalık) en ağır safhasında
to lose its gloss
(a) matlaşmak, donuklaşmak, cilâsını/parlaklığını yitirmek/kaybetmek, (b) ilginçliğini/çekiciliğini/cazibesini kaybetmek.
to sublet a shop (with its effects , contents etc
devren kiralık mağaza
trace an event to its origin
bir olayı kaynağına kadar izlemek Fiil
turn (a container) over and dump out its contents
boca etmek Fiil
under its social aspect
toplumsal açıdan
undershoot its target range
hedefine isabet ettirememek Fiil
up its output
verimini yükseltmek Fiil
wag its tail
kuyruk sallamak Fiil
wash its face
(Br) kâr bırakmak Fiil
wear towards its close
sonuna yaklaşmak Fiil
wind its way
dolaşıp gitmek.
with all its attendant expenses
ilgili tüm masraflarla birlikte
within the limits of its power
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
within the limits of its power
yetkileri dahilinde
without the use of its sovereign authority
temşiyet
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.