kapsam, çap, saha, faaliyet alanı.
an investigation of wide scope: geniş kapsamlı/çaplı tahkikat.
İsim
fırsat, vesile, imkân, olanak.
There's not much scope for selling coal in tropical countries.
İsim
serbestlik, genişlik, vüs'at.
to give one's fancy full scope .
İsim
uzunluk, menzil.
a scope of cable.
İsim
konu, mevzu, hedef, gaye, maksat.
The scope of a scientific work. The politics of a country would be outside the scope of a book for tourists.
İsim
mikroskop, teleskop, periskop, osiloskop, radarskop.
İsim
yetkisi içinde hareket etmek
Fiil
geniş serbest hareket alanı
birinin yetki alanı dışına çıkmak
Fiil
zihninin ötesinde olmak
Fiil
millet çapında olmak
Fiil
normal görevler kapsamına girmek
Fiil
kanun kapsamına girmek
Fiil
kanunun kapsamı içine girmek
Fiil
kanuni kapsamı içinde olmak
Fiil
birlikte üretme ekonomisi
İsim, Ekonomi
kapsam ekonomisi
İsim, Rekabet Hukuku
kapsamını genişletmek
Fiil
faaliyet alanını genişletmek
Fiil
iş inin kapsamına girmek
Fiil
işinin kapsamına girmek
Fiil
birine tam yetki vermek
Fiil
birine hareket serbestliği vermek
Fiil
görev kapsamı dışında olmak
Fiil
bir sözleşmenin bağlayıcı niteliği
İsim
bir maddenin kapsamını sınırlamak
Fiil
bir maddenin kapsamınr daraltmak
Fiil
tüfek dürbünü
İsim, Askerlik
(acentenin) yetki kapsamı
bir anlaşmanın geçerlik alanı
takdir yetkisinin kapsamı
sigorta poliçesinin kapsamı
analiz yapmak ya da çözüm bulmak
Fiil
kişinin kendi yetki sınırları dışına çıkması