Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

casus belli
savaş nedeni: savaşı gerektiren/harp ilânına sebep olan olay. İsim
casus belli
casus belli İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
jus belli
(Lat) harp hukuku
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. I bet.
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

belli
unmistakable
belli
conspicuous Sıfat
belli
evident
belli
express
belli
notable
belli
clear
belli
definite
belli
certain
belli
signal
belli
visible
belli
obvious Sıfat
belli
pronounced
(hastalık) kendini belli etmek
to manifest itself Fiil
anlamı açıkça belli olmayan
nebulous Sıfat
beğenmediğini belli etmemek
to disguise one's distaste Fiil
belli aralarda toplanmak
to meet at regular intervals Fiil
belli aralarla hesapları denetleme
periodic audit
belli aralarla muhasebe yapma
periodic accounting
belli aralarla ödeme
periodical payment
belli aralarla ödenen aidat
periodic dues
belli aralarla toplantı yapmak
to meet at regular intervals Fiil
belli aralarla verilen raporlar
periodic reports İsim
belli aralarla yapılan ödemeler
periodic payment
belli aralarla yapılan toplantılar
periodical meetings İsim
belli aralıklarla
periodically Zarf
belli aralıklarla
at regular intervals Zarf
belli aralıklarla gerçekleşme
periodicity İsim
belli başlı
salient
belli başlı
cardinal
belli başlı
chief
belli başlı
main
belli başlı
central
belli başlı
well-known
belli başlı
ruling
belli başlı
eminent
belli başlı
notable
belli başlı gelir kaynakları
major means of income İsim
belli başlı gündelik gazeteler
dailies leading İsim
belli başlı ilkeler
cardinal principles İsim
belli başlı ithal malları
principal imports İsim
belli başlı özellikler
main features İsim
belli başlı özellikler
salient characteristics İsim
belli başlı piyasa
major market
belli başlı şartlar
certain conditions İsim
belli başlı teçhizat
major equipment
belli başlı tüketim maddeleri
major consumer goods İsim
belli belirsiz
indistinct
belli belirsiz
subtly Zarf
belli belirsiz
faintly Zarf
belli belirsiz
slightly Zarf
belli belirsiz
dimly Zarf
belli belirsiz
vaguely Zarf
belli belirsiz
marginally Zarf
belli belirsiz
nebulous Sıfat
belli belirsiz
remotely Zarf
belli belirsiz anımsama
vague memory
belli belirsiz duyulan
marginal
belli belirsiz farkında olmak
to be dimly aware Fiil
belli belirsiz kavram
remote conception
belli bir alacağın devri
specific assignment of an existing debt
belli bir amaca uygunluk
fitness for a particular purpose
belli bir amaca yönelik yapılmış
well adapted for a purpose
belli bir amaç güden
tendentious
belli bir amaç güderek
purposefully Zarf
belli bir amaç için
for a specified purpose
belli bir amaçla
of set purpose
belli bir amaçla
purposefully Zarf
belli bir an
particular instant
belli bir anda
at a certain point in time Zarf
belli bir aşamaya varmak
to reach a certain stage Fiil
belli bir borcu kapatmak istemek
to apply a payment to a particular debt Fiil
belli bir değeri olmak
to have a certain value Fiil
belli bir derecede
to a certain extent
belli bir döneme ait mobilya
period furniture
belli bir duruma ulaşmak
to come to this Fiil
belli bir hızla gitmek
to maintain a speed Fiil
belli bir hukuk ilmi
jurisprudence
belli bir hukuk sistemi
jurisprudence
belli bir ikametgâhı olmama
without fixed abode
belli bir ikametgâhı olmayan
unsettled
belli bir ikametgâhı yok
not domiciled
belli bir iş dalı
particular branch
belli bir kalıba uydurulmuş
cut and dried
belli bir konuda tartışmayı
buzz group
belli bir konuda ustalaşmak
to excel in something Fiil
belli bir konuda uzmanlaşmak
to excel in something Fiil
belli bir meblağ
definite sum
belli bir miktar meblağ
a definite and certain amount
belli bir miktar meblağ
definite and certain amount
belli bir nedenden
for a particular reason
belli bir nitelik
flavor
belli bir nitelik
flavour
belli bir noktadan sonra
diminishing returns
belli bir oran üzerinden
on a pro rata basis
belli bir oran üzerinden
on a prorata basis
belli bir özelliği olmayan
amorphous Sıfat
belli bir planı olmamak
to have no fixed plans Fiil
belli bir politika izlemek
to follow a policy Fiil
belli bir politikayı savunmak
to stand for a policy Fiil
belli bir rol oynamak
to cut a dash Fiil
belli bir rota çizmek
to take a departure Fiil
belli bir sahibi olmayan
non-proprietary Sıfat, Hukuk
belli bir standarda indirmek
to level down Fiil
belli bir standarda yükseltmek
to level up Fiil
belli bir standardı tutturmak
to approach a certain standard Fiil
belli bir süre içinde
within a specified time Zarf
belli bir süre içinde
within a specified period Zarf
belli bir süreyle
for a definite period
belli bir süreyle sözleşme
temporary contract
belli bir şarta uymaması
accretion
belli bir tarihte
put option
belli bir tavır takınmak
to take a certain attitude Fiil
belli bir tutum izlemek
to pursue a line of conduct Fiil
belli bir vakıanın iddiası
particular averment
belli bir verginin kaldırılması
bonification
belli bir zaman da
at a given time
belli bir zamana ertelemek
to defer sine die Fiil
belli bir zamanda
at a given time
belli bir zümre
cant
belli bölgeye sınırlı grev
sectional strike
belli bölgeyle sınırlı grev
sectional strike
belli çevreler
some quarters İsim
belli davalar ya da belli bir dava için atanan avukat
attorney special
belli delillerin kullanılmaması talebi
motion in limine İsim, Hukuk
belli dönemlerde gerçekleşme
periodicity İsim
belli durumlarda
ministerial act
belli durumlarda
on particular occasions
belli eden
telling
belli eğilim
distinct tendency
belli etme
exhibition İsim
belli etmek
to show Fiil
belli etmek
to give forth Fiil
belli etmek
to say Fiil
belli etmek
to vent Fiil
belli etmek
to evince Fiil
belli etmek
to be unable to conceal Fiil
belli etmek
to announce Fiil
belli etmek
to expose Fiil
belli etmemek
to hold something back Fiil
belli kesimler
some quarters İsim
belli ki
apparently Zarf
belli ki
obviously Zarf
belli ki
evidently Zarf
belli ki
plainly Zarf
Belli ki, ...
Obviously, ...
belli koşullar aynı kalmak şartıyla
going value
belli miktar bir para
sum certain in money
belli nedenler göstermek
to give specific reasons Fiil
belli niteliklere sahip muhasebeci
chartered accountant
belli olma
manifestation İsim
belli olmak
become clear Fiil
belli olmak
be announced.
Seçim tarihi belli oldu mu?: Has the election date been announced yet? Fiil
belli olmak
become evident Fiil
Belli olmaz.
That depends.
Belli olmaz.
There's no telling. Cümle
belli rizikolara karşı sigorta
contingency insurance
belli sayıda
enumerable Sıfat
belli sınırlar dahilinde
within certain limits Zarf
belli tahvillerin belli bir süre içindeki ortalama fiyatı
bond average
belli tarihte çıkacak ilan
fixed date advertisement
casus belli
casus belli İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
çocukluğun belli belirsiz anıları
dim recollections of childhood İsim
dışardan belli olmayan yara
latent injury
düşüncelerini belli noktalara toplamak
to confine one's remarks to specific points Fiil
gördüğünü belli etmek
to acknowledge Fiil
hatlarını belli etmek
to define Fiil
Hiç belli olmaz.
There's no telling. Cümle
hislerini belli etmeyen
stolid
hoşnutsuzluğunu belli etmek
to bridle Fiil
içindeki belli başlı maddeler
primary ingredients İsim
içindeki belli başlı maddeler
chief ingredients İsim
ikametgâhı belli değil
of unknown abode
ikametgâhı belli değildir
of no address
istikbalini belli etmek
to seal sb's fate Fiil
kârın belli yerlere tahsisi
appropriation of profit
kendisine belli bir yetki
bailiff
menşei belli olmayan
of unknown origin Sıfat
murisin belli olan mirasçıları
known heirs İsim
ne yapacağı belli olmayan
capricious Sıfat
ne yapacağı belli olmaz
unpredictable
nedeni belli
that is easily explained
nereden geldiği belli olmamak
to be of obscure origin Fiil
niyetini belli etmeyen
mysterious Sıfat
öfkesini belli etmek
to express anger Fiil
önceden belli olan sonuç
foregone conclusion
rengi belli olmayan
neutral
rengini belli etmek
to show the flag Fiil
sahibi belli olmayan şey
waif
savaşı belli bir yerle sınırlamak
to quarantine a war Fiil
sempati duyduğunu belli etmek
to express sympathy Fiil
soyu belli
pedigree race
soyu sopu belli
of legitimate descent
tarafını belli etmek
to come out Fiil
vukuu belli olmayan olay
contingency
yapıların belli belirsiz silueti
dim outlines of buildings
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

belli
Anlaşılacak ve ... âşikâr, zâhir