hıçkırma(k), hıçkırarak/içini çekerek/hüngür hüngür ağlama(k).
hıçkırır gibi ses çıkarma(k).
hıçkırarak/hıçkırıklar içinde (bir işi) yapmak.
She sobbed herself to sleep: Hıçkırarak uykuya daldı.
ağlayarak/hıçkırarak anlatmak.
She sobbed out the whole sad story.
çok içli makaleler yazan kadın gazeteci.