1. İsim
    dealings: iş, alışveriş, (ticarî) muamele/ilgi/münasebet.
    commercial dealings. I've had dealings
    with him, but I don't know him very well.
  2. İsim davranış, tutum.
    I'm all in favor of plain honest dealing.
teslim ve ödeme yükümlülüklerine bağlı kalmak Fiil
vadeli alım-satım
borsa kapanışından sonraki işlemler İsim
döviz alıp satma
hilekârlık
ikiyüzlülük
tekelci ticaret
münhasır bayilik İsim, Rekabet Hukuku
namuslu iş yapma
mali muamele
döviz ticareti
genellikle emtia piyasasında
ödeme ya da teslimat için önceden kararlaştırılan ileri bir tarihte gerçekleştirilecek olan bir sözleşmenin yapılması
borsa da dövizle yapılan vadeli işlemler
(Borsa) vadeli alım satım
dolandırıcılık
namuslu iş
kanunsuz ticaret anlaşması
genellikle vergiden yararlanmak amacıyla
aynı gruba bağlı şirketler arasında hisse senedi alımı ve satımı
ileri bir tarihte ve önceden mutabık kalınmış fiyat üzerinden mal ya da hisse senedi satın almak ya da
satmak üzere opsiyon alımı ya da satımı
namuslu iş
sade tavır ve hareket
emlakçılık
perakendecilik
menkul değer ticareti
gizli işler
namuslu muamele
namuslu alışveriş
hileli iş
el altından iş görme
simsarlık ücretleri İsim
fiyat düşüklüğünden yararlanan borsa tüccarı
hisselerin fiyatları düştüğünde satın alıp yükselmesini bekleme spekülasyonu
peşin alışveriş
peşin iş yapmak Fiil
(Br) vadeli iş
(Br) hisse senetleri alışverişi
ceza uygulama
bir şikâyeti halletme
takıntı
borsada faal muameleler İsim
tekelci ticaret sözleşmesi
dürüst adam
emlakçilik şirketi
insanlarla ilişkilerde sabırlı davranmak Fiil
insanlarla temasta anlayışlı davranmak Fiil