1. adam, herif, delikanlı, kişi.
    a fine old fellow: iyi/hoş bir adam.
    poor fellow: zavallı
    adam.
    There were 3 fellows in the car.
    hail fellow well met: lâübali kimse.
  2. âşık, oynaş, bir kadının sevgilisi.
    She's got a new fellow.
  3. insan, şahıs, birey, fert.
    A fellow must eat. They don't treat a fellow very well here.
  4. arkadaş, yoldaş, eş, refik.
    good fellow: iyi arkadaş.
    fellow citizen/countryman: vatandaş,
    yurttaş.
    fellow laborer: iş arkadaşı.
    fellow sufferer: dert ortağı.
    fellow townsman: hemşeri.
  5. akran, eş, hemcins, küfüv, emsal.
  6. tek, bir çiftin her bir teki/eşi.
    a shoe without its fellow.
  7. Eğitim (a) doktora veya bilimsel araştırma bursu alan kimse, (b)
    Brit. bazı imtiyazları olan kolej/üniversite
    öğrencisi, (c) üniversite yönetim kurulu veya mütevelli heyeti üyesi.
  8. bilim kurumu üyesi.
    a fellow of the British Academy.
    fellow member: aynı kurumun üyesi, üye meslektaş.
  9. eş/arkadaş yapmak, eşit kabul/ilân etmek.
  10. eş/arkadaş temin etmek, birbirine eş yapmak, eşleştirmek.
  11. değersiz /basit kimse.
  12. ortak, şerik.
iş arkadaşlarına danışmak Fiil
işçi arkadaşlarına danışmak Fiil
sınıf arkadaşı
efendi kimse
şeytan herif
birlikte keşide eden
iyi adam/çocuk, hoşsohbet kimse/zat İsim
candan, canayakın, canciğer, sıcakkanlı, çabuk ahbap olan (kimse).
tembel adam
tekin olmayan arkadaş
İngilterede 18'inci yüzyılda kurulmuş olan
Independent Order of Odd Fellows adlı yardımlaşma/dayanışma derneği üyesi. İsim
birader
yaman herif
adamcağız
(US) üniversite üyesi
akademik ödül sahibi
(Br) akademik ödül sahibi
burslu öğrenci
komik adam
bilimsel araştırma kurumu asistanı
deliduman
kabadayı
okul arkadaşı
öğretim yardımcısı.
herifçioğlu (kaba)
bahtı kara
şanssız
birini namuslu addetmek Fiil
“daş, -arkadaşı, eş, benzer”.
fellow--being/creature: hemcins, insan, benzer yaratık.
fellow-man:
hemcins, insan.
fellow-student: sınıf/okul arkadaşı.
Ön Ek
yönetim kurulu üyesi arkadaş
yatılı öğrenci arkadaş
(Hıristiyan) dindaş
vatandaş
hemşeri
hemşehri İsim
(Br) umumi yemekhanede yemek hakkı olan arkadaş
ortak suikastçi
suikast ortağı
hapishane arkadaşı
encümen üyesi arkadaş
memleketli
vatandaş
aynı memleketten olan kimse
hemşeri İsim
hemcins
müşterek alacaklı
ortak borçlu
bir senedin ortak keşidecisi
memur arkadaş
ortak duygu, dayanışma duygusu, ortak sorunları olanların birbirini anlaması/birbirine yakınlık duyması. İsim
ortak mirasçı
hemcins
insanoğlu
buluşu birlikte gerçekleştiren kimse
buluşa ortak olan , buluşu birlikte gerçekleştiren kişi
buluşa ortak olan
birlikte oturulan kimse
insan
hemcins
yönetim kurulu üyesi arkadaş
seyahat arkadaşı
birlikte yolculuk eden yolcu
yol arkadaşı
vatandaş
hapishane arkadaşı
sınıf arkadaşı
kapı yoldaşı.
savaş arkadaşı
silah arkadaşı
okul arkadaşı
üniversite arkadaşı
birlikte acı çeken kişi
takım arkadaşı İsim
hemşeri
ülküdaş: üye olmadan bir parti ideolojisini benimseyen kimse. İsim
komünizm yanlısı/taraftarı, komünist sempatizanı. İsim
yoldaş, yol arkadaşı. İsim
ama komünist doktrinlerinin çoğunu kabul eden kişi
komünist partisine üye olmayan
yol arkadaşı
seyahat arkadaşı
sendika üyesi arkadaş
aynı sendikanın üyesi
çalışma arkadaşı İsim, İşletme
iş arkadaşı İsim, İşletme
işçi arkadaş
herkesle çabuk dost olmak Fiil
biriyle hemen laubali olmak Fiil
senli benli
çabuk dostluk kuran
içli dışlı
vah zavallı! vah biçare!