kuzey yönüne uçmak Fiil
bulunmaz Hint kumaşı
nadir şeyler
kelepir şeyler
uçak kullanmak Fiil
uçakla uçmak Fiil
kol nizamı uçmak Fiil
karşı gelmek, meydan okumak, aldırmamak, tanımamak, hiçe saymak.
fly in the face of custom/convention.

fly in the face of facts: gerçeklere aldırmamak, gerçekleri inkâra kalkışmak.
fly in the face of providence: kadere karşı mücadele etmek.
(yasaları/töreleri) hiçe saymak, tanımamak, meydan okumak, kafa tutmak, (söz vb.) dinlememek, itaatsizlik etmek, karşı gelmek.
…e aykırı olmak Fiil
gerçekleri kabul etmekten kaçınmak Fiil
doğa kanunlarına karşı gelmek Fiil
kadere karşı mücadele etmek Fiil
birine karşı gelmek Fiil
anlaşmaları bozmak Fiil
keyfe keder veren şey, cansıkıcı/üzücü şey.
There's a fly in the ointment: Bir bit yeniği var.

He's a fly in the ointment: Mazarrat başı odur.
uçakla asker getirmek Fiil
iyi bir şeyin zevkini/tadını kaçıran şey.
en ufak bir değişikliğe uğramadan olduğu gibi kalma