1. ızgara.
  2. ızgarada pişmiş et/balık/kebap vb.
    mixed grill: karışık ızgara/kebap.
  3. kebapçı (lokantası/dükkânı).
  4. (demir çubuklardan yapılmış) pencere kafesi.
  5. posta pulları üzerinde ızgara şeklinde yapılan kabarık delikler veya ince çizgiler.
  6. ızgarada pişirmek, kebap yapmak.
  7. dağlamak, ateşle işkence etmek.
  8. paralel çizgilerle işaretlemek/damgalamak.
  9. ahret suali sormak, sıkı sıkıya sorguya çekmek, sıkıştırmak.
    The detectives grilled the prison until he confessed.
  10. kavrulmak, pişmek, kebap olmak.
    grilled by the hot desert sun.
  11. (bkz: grille ).
  12. İsim parmaklık, kapı/pencere/gişe parmaklığı.
  13. İsim soğutma ızgarası (radyatör vb.).
  14. İsim koruyucu ekran: elektronik cihazı dış etkilerden korumak için üzerine geçirilen delikli madenî levha/ızgara vb.
karışık ızgara
karışık ızgara.
birini sıkı bir sorguya çekmek Fiil
radyatör kafesi
(US) bir suçluyu sorguya çekmek Fiil