keep one's eyes on the clock

  1. gözü saatte olmak, (canı sıkıldığından) paydos saatinin bir an gelmesini beklemek, işin bitimini gözlemek.

    He's a terrible clock -watcher: Tembelin biridir.
    to be guilty of clock-watching: dalga geçmekten/havyar kesmekten suçlu olmak.