1. (a) dur(dur)mak, son vermek, (b) bitirmek, temizlemek, başından atmak, defetmek.
    I've a lot of work
    to knock off before I can take my holiday. (c) öldürmek, haklamak, icabına bakmak, (d) (fiyatı) indirmek, tenzil etmek, (e) yenmek.
    knock off 3 opponents. (f) bozmak, sakatlamak, mahvetmek, işlemez hale getirmek. (g)
    Brit.- k.d. (bir şeyi) çalmak, yürütmek.
    Who knocked off my coat? (h) soymak, soygunculuk yapmak.
    They knocked off a bank. (i) (yazı/müzik) yazıvermek, çiziştirivermek, şipşak yapmak.
    He knocked off a poem in 5 minutes. (j)
    Brit.- argo - kaba sikmek, düzmek.
ayırıcı
banka soymak Fiil
birine bir iki satır çiziktirmek Fiil
bir sürü işin üstesinden gelmek Fiil
bir hesaptan beş dolar indirmek Fiil
fiyat kırmak Fiil
işi paydos etmek Fiil
sadece hafta aşırı çalışmak Fiil
(kavga/gürültü/münakaşa vb.) durdur(mak), son ver(mek).
birini oyunda yenmek Fiil
birinin ayağını kaydırmak.
birini yere sermek Fiil
(sahte şöhret sahibi bir kimsenin) içyüzünü göstermek, ne mal olduğunu meydana çıkarmak, yerin dibine geçirmek.
birinin burnunu kırmak Fiil
neticelendirmek Fiil
bir şeyi bitirmek Fiil
kolayca yenmek Fiil
çok üstün olmak Fiil
birini adamakıllı yenmek.
daha üstün/başarılı olmak, yenmek, duman attırmak.
He can knock spots off me at almost any game we
play: Oynadığımız her oyunda beni yener.