1. İsim rahat, istirahat.
    to take a rest: istirahat etmek.
  2. İsim dinlenme, yatma, oturma.
    go to rest: dinlenmek, yatmak.
    to give up one night's rest to
    … : …'e uykusunu feda etmek.
    I could get no rest: Gözüme uyku girmedi.
  3. İsim (dertlerden/sıkıntıdan vb.) kurtulma, kurtuluş, ferahlık, ferahlama, feraha çıkma.
    to set someone's
    mind/someone's fears to rest: teskin etmek, endişeden kurtarmak, gönlünü ferahlatmak.
    to set doubts at rest: şüpheleri bir tarafa bırakmak.
  4. İsim tatil, mola, paydos.
  5. İsim manevî huzur, sükûn.
  6. İsim ölüm, uyku, uhrevî sükûn, (ebedî) istirahat.
    eternal rest: ölüm, ebedî istirahat.
  7. İsim hareketsizlik, durgunluk, sükûnet.
    to come to rest: durmak, sükûnete dönmek.
  8. İsim, Müzik (a) durak, fasıla, iki nota arasında sessizlik süresi, (b) es, fasıla işareti.
    whole rest: dörtlük es.
  9. İsim (şiir) durak(lama), bir mısra içinde iki sözcük arasındaki zaman aralığı.
  10. İsim (yolculukta) konak, durak, gece kalınacak otel/han vb..
  11. İsim destek, dayanak, üzerine yaslanılan şey.
    a chin rest .
    arm-rest: kol dayanağı, kol dayanılna yer.
  12. İsim mesnet, destek.
  13. İsim artık, kalan, parça, bakiye, kalıntı.
  14. İsim (armacılıkta) mızrak mesnedi.
  15. Fiil dinlen(dir)mek, istirahat et(tir)mek, rahat et(tir)mek.
    to rest oneself: dinlenmek.
  16. Fiil ferahlamak, (dertten/endişeden) kurtulmak, rahatlamak, feraha/rahata kavuşmak.
    He will not rest till
    he has succeeded: Başarmadıkça rahat etmeyecek.
  17. Fiil sükûnet bulmak, sulha/sükûna kavuşmak.
  18. Fiil ölmek, ebedî uykuya dalmak.
    resting place: (a) mezar, (b) konak, dinlenme yeri.
    Let him rest
    in peace: Ruhu şâdolsun.
  19. Fiil sessiz/sakin durmak, hareketsiz kalmak.
  20. Fiil durmak, hareketsiz kalmak.
  21. Fiil çalışmamak, işlememek, faaliyet göstermemek.
  22. Fiil uyu(t)mak, kendi haline terketmek.
    to let a matter rest.
  23. Fiil yat(ır)mak, uzanmak/uzatmak, yasla(n)mak, otur(t)mak), daya(n)mak, dayalı olmak.
    His arm rested on the table.
  24. Fiil (tarlayı nadas edip) boş bırakmak, dinlendirmek.
    To let the land rest: Toprağı dinlendirmek.
  25. Fiil (sorumluluk/yüküm/taahhüt) yüklenmek, üzerine almak, üzerinde olmak.
    A heavy responsibility rests
    upon them: Üzerlerinde ağır bir sorumluluk var.
  26. Fiil güvenmek, itimat etmek.
  27. Fiil istinat etmek, (bir temele) dayanmak.
    All the difficulty rests in this: Bütün zorluk burada/buna
    dayanıyor.
    Trade rests upon credit: Ticaret krediye dayanır.
  28. Fiil ait/raci olmak, (üzerinde) kalmak, elinde olmak.
    It rests with you to … : … sizin elinizdedir,
    size kalmıştır.
    It does not rest with me to … : … benim elimde değil, bana ait değil.
    The blame rests with them.
  29. Fiil (göz, bakış) takılıp/saplanıp kalmak, dikilmek.
    His eyes rested on it: Gözleri ona dikildi.
  30. Fiil, Hukuk delil ibrazına son vermek, maruzatını bitirmek.
    The prosecution/the defense rests: (savcı/savunma
    avukatı) Maruzatım bundan ibarettir.
  31. Fiil (bir durumda) olmak/kalmak.
    rest assured that all is going well: Emin ol her şey yolunda.
    The
    matter cannot rest here: Mesele burada bırakılamaz.
yatak istirahati İsim, Tıp
huzurevi İsim, Geriyatri
bakımevi İsim, Geriyatri
bakım yurdu İsim, Geriyatri
yaşlı bakım merkezi İsim, Geriyatri
kazanılan şöhretle yetinmek, fazla şöhrette gözü olmamak.
işin sonucundan memnun olarak işten çekilmek Fiil
dinlenmek Fiil
işleri yavaşlatmak Fiil
(a) bir süre dinlenmek, işe ara vermek, (b) (sonuçtan memnun kalarak) işten çekilmek.
savunmasını tamamlamak Fiil, Ceza Hukuku
iddiayı tamamlamak Fiil, Ceza Hukuku
sözlerini bitirmek Fiil
söyleyeceklerini tamamlamak Fiil
kazanılan şöhretle yetinmek Fiil
bir dakikalık soluk alma
bir dakikalık soluklanma
(a) dinlenmekte, istirahatte, uykuda, (b) ölü, (c) hareketsiz, sükûnette, sakin, (d) huzur içinde, âsûde, endişesiz.
dayak
mesnet
gömülmek Fiil
(hastalık vb. halinde) yatakta istirahat. İsim
durmak Fiil
tatil günü
tatil günü
pazar dinlenmesi
1/8'lik fasıla: tam nota süresinin 1/8'i kadar süren fasıla.
üstelik
durmak Fiil
dinlenmek Fiil
yarım aralık/fasıla: bir tam nota çalınma süresinin yarısına eşit aralık. İsim
yıl ortası dinlenme tatili
barınak
koltuk kafalığı Ulaşım
kafalık Ulaşım
(araba) koltuğun kafa dayayacak yeri
dinlenme ihtiyacı olma
dinlenmeye ihtiyacı olma
bıçak çatal sehpası İsim
mızraklık, (zırh) mızrak yuvası.
birini ebedi istirahatgahına uğurlamak Fiil
birini toprağa vermek Fiil
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
(ölüyü) gömmek, defnetmek.
bir konuyu ilişmeden bırakmak Fiil
dinlendirmek Fiil
dinlenmeye ihtiyacı olmak Fiil
net bakiye
öğle istirahati
(askerlikte) rahat konumu: ayaklar 30 cm. ayrık, eller arkada kenetli, baş dik ve ileriye bakar durumda.
dörtlük fasıla. İsim
bir sorunu karara bağlamak Fiil
birisinin endişelerini gidermek, gönlünü ferahlatmak.
on altılık es/fasıla.
64'lük fasıla, tam fasılanın 1/64 ü.
başkalarından kat kat üstün olmak.
soluk almak Fiil
(geri) kalan(lar), ötekiler, öbürleri.
all the rest: kalanların hepsi, bütün ötekiler.
as for
the rest: öbürlerine gelince.
otuz ikilik fasıla, tam fasılanın 1/32 si kadar süren aralık. İsim
hak edilmiş tatil
hak edilmiş tatil
dörtlük fasıla. İsim
davasını zayıf bir delile dayamak Fiil
tarlayı bir yıl nadasa bırakmak Fiil
makineyi durdurmak Fiil
dinlenme yeri
hesap kapatma
düşüncesini kanıta dayandırmak Fiil
emin olmak Fiil
tasfiye halinde yedek sermaye
dinlenme merkezi
(Br) US dinlenme merkezi
dinlenme merkezi
dinlenme usulüyle tedavi.
rest day: dinlenme günü (özellikle pazar günü).
rest room: helâ, tuvalet.
dinlenme günü
rahat etmek Fiil
huzura kavuşmak Fiil
rahata ermek Fiil
kısa bir süre dinlenmek Fiil
kısa süre dinlenmek Fiil
(banka) asgari yedek akçe
huzur evi, dinlenme evi, yaşlılar/düşkünler yurdu, dârülâceze. İsim
dinlenme evi, konak, yolcuların konaklayıp dinlendikleri yer, tatil evi, sayfiyede pansiyon. İsim
huzur içinde yatmak Fiil
ebedi istirahate kavuşmak Fiil
kilise avlusunda yatmak Fiil
dinlenme arası
makineyi durdurmak Fiil
duruk kütle: görelilik kuramında devinen bir gözlemciye göre devinimsiz bir cismin kütlesi (Cisim hızlandıkça kütlesi artar). İsim
istinat etmek Fiil
oyalanmak, ayrılmamak, uzun süre kalmak.
A sunbeam rests upon the altar.
dinlenme arası
helâ, abdesthane, tuvalet, bilhassa umumî binalarda lâvabo ve helâların bulunduğu bölme. İsim
durma
dinlenme usulüyle tedavi.
rest day: dinlenme günü (özellikle pazar günü).
rest room: helâ, tuvalet.
(US) dinlenmek Fiil
dayanmak Fiil
güvenmek Fiil
(ispat yükü) ait olmak Fiil
karar birine kalmak Fiil
book rack ile ayni anlama gelir. rahle, (açık kitap için) altlık.
göz açamamak Fiil
malların geri kalanını alıkoymak Fiil
Başka sorum yok! İsim, Hukuk
Mekânı cennet olsun.
Allah rahmet eylesin.
Mekânı cennet olsun.
Allah rahmet eylesin.
son komite üyesini seçmek Fiil
işten dinlenmek Fiil
yedek akçe hesabına nakledilmiş
hafta tatili İsim, İşletme
  1. İsim all in
to set forth one's final opinion in scathing terms Fiil
to stake all one's money on one gamble Fiil

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Pokerde bir ... paranın hepsi