Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
savo
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
tat, lezzet, çeşni.
The meat had cooked too long and lost its savo .
I find no savo left in
life: Bence hayatın tadı kalmadı.
koku, rayiha.
nitelik, özellik, hassa.
ilginçlik, heyecan ve alâka uyandırabilme niteliği.
His jokes add (a) savo to conversation.
şöhret, itibar.
tat/ lezzet/ çeşni/rayiha vermek, zevk/haz vermek.
özel bir tadı/lezzeti/rayihası olmak.
tadını çıkarmak, tat almak, zevkine varmak.
He drank the wine slowly, savoing every drop. He savoed
the pleasures of country life in the summer.
(
u
)
rily
,
zf.
lezzetle, iştah açacak şekilde.
(
u
)
riness
,
is.
lezzet, nefaset, iştah açıçılık.
lezzetli, leziz, nefis.
baharatlı, keskin, iştah açıcı.
hoş kokulu, rayihalı.
cazip, hoş, çekici.
yemeğin başında veya sonunda yenen baharatlı sıcak yemek.
Botanik
baharat olarak kullanılan kekiğe benzer bir ot
(Satureia).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
savo of
kokmak, tadında/kokusunda/eğiliminde/niteliğinde olmak, hissini vermek, andırmak.
We dislike any law
that savoed of more government control: hükümete daha fazla kontrol tanıma eğiliminde olan yasalardan hoşlanmayız.
savo u r of deception
hile kokmak
Fiil
savo u r of fanaticism
bağnazlık kokmak
Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.