1. İsim, Tekstil Sanayii kravat
  2. bağlamak.
    to tie one's hands. to tie one's shoelace. to tie a bundle tight. Great affection tied them.
  3. düğümlemek.
    to tie a rope.
  4. raptetmek, birleştirmek.
  5. zorlamak, mecbur etmek.
    be tied: bağlanmak, serbest olmamak, çok meşgul olmak.
  6. tie the knot ile ayni anlama gelir. evlen(dir)mek, izdivaçla bağla(n)mak.
  7. Müzik bağlamak.
  8. (oyun/yarışma) berabere kalmak.
  9. bağ, düğüm.
  10. sicim, kınnap, ip.
  11. kravat, boyunbağı.
  12. kurdele bağı, fiyong.
  13. ilgi, ilişki, rabıta, bağlantı.
    blood ties: akrabalık, kan bağı.
  14. kayıt.
  15. (oyun/yarışma) berabere kalma.
    The game ended in a tie: Oyun berabere sonuçlandı.
  16. bir binanın kısımlarını tutan lata/demir kuşak.
    tie beam: duvar latası.
  17. demiryolu traversi.
  18. Müzik bağlı nota işareti.
  19. (dantel/örgü vb.) ilmik, atkı.
  20. Denizcilik (bkz: tye ).
  21. İsim palanga askı ipi/zinciri.
domuzbağı İsim
kravatıni bağlamak Fiil
mendiline düğüm atmak Fiil
parasını araziye bağlamak Fiil
sus(tur)mak.
birisini etkisiz hale getirmek, ellerini bağlamak.
tüplerini bağlatmak Fiil, Tıp
kablo bağı İsim
destek
paraçol
doğru dürüst
balya ipi
balya çember bağı
balya çemberi kenedi
siyah kravat. İsim
resmî siyah elbise. İsim
papyon/kelebek kravat. İsim
kelebek biçiminde bir tür tatlı. İsim
(futbolda) kupa maçı
duvar desteği
payanda
evlilik bağı
darphane paritesi
(a) İngiliz halk okullarını simgeleyen boyunbağı, (b) (belirli bir topluluğun bireyleri arasında) sıkı
dayanışma, tutkunluk, bağlılık.
old school tie İsim
kamuoyu eğilimi
dar kravat.
makas traversi
çift maçlı eliminasyon sistemi İsim, Spor
beyaz papyon kravat. İsim
frak, resmî elbise. İsim
Windsor boyunbağı: siyah ipekten, gevşek olarak boyuna bağlanan kravat.
denk bağlamak Fiil
kovmak.
fabrikayı tatil etmek Fiil
düğümlemek Fiil
bağlama kirişi
(US) balotaj
(teniste) kazananı saptayacak olan ek oyun
engel/ayak bağı olmak.
sermayeyi bağlamak Fiil
kravat iğnesi. İsim
kravat iğnesi. İsim
karara bağlanmamış balotaj
bağlamak, kayıt altına almak, kısmak, kısıtlamak.
He finds that a desk job ties him down.
metne resim eklemek Fiil
film
vb
spor olayı
kaset
vb ile ilgili olarak piyasaya sürülen giysi
oyuncak
bağlantı
gizli bağlantı
bağlantısı bulunmak Fiil
herhangi bir şeyle ilgili bulunan veya o şeyin tamamlayıcısı olan
ilmiklemek Fiil
demetlemek Fiil
direkt bağlantı
(US) bir şey satın alabilmek için bir şeyi daha alma şartı
demet yapmak Fiil
uygun düşmek, uymak, tutmak, tutarlı/çelişkisiz olmak.
His story ties in with the facts: Anlattıkları gerçeklere uyuyor.
(a) hızla sarılmak, (b)
argo şiddetle hücum etmek, (c) tutmak.
günün geri kalan kısmında çalışmamak Fiil
çalışmayı bırakmak Fiil
özel bağlantı numarası Bilgi Teknolojileri
bağlayarak tutturulmuş
bağlanmış
etiket atmak Fiil
asılan etiket
sarhoş olmak.
şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek, işin içinden sıyrılamamak.
kravat iğnesi
bağlama levhası İsim
üretimi durdurmayı tasarlamak Fiil
bağlama çubuğu, gergi çubuğu. İsim
(oto) bağlama rotu. İsim
birini susturmak Fiil
(birisini) şaşırtmak, şaşkına çevirmek, çıkmaza sokmak.
yolculuk özgürlüğünü kısıtlamak Fiil
birini zaman açısından bağlamak Fiil
birini sözleşme ile bağlamak Fiil
birini oyunun kurallarına uymaya zorlamak Fiil
kravat iğnesi. İsim
hareket serbestliğini kısıtlamak Fiil
evlenmek Fiil
himayesine sığınmak.
(a) sımsıkı bağlamak, (b) (paket vb.) iple bağlamak, (c) engel olmak, zorlaştırmak, engel/zorluk çıkarmak,
(d) durdurmak, faaliyetine son vermek, (e) (parayı vb.) bağlamak, verimsiz bir işe yatırdığı için başka işte kullanamamak, (f) gemiyi halatla karaya bağlamak, (g) işi başından aşmak, çok meşgul olmak.
I can't see you now, I'm all tied up.
My hands are tied up: Elimde değil/Elim kolum bağlı.
paketi bağlamak Fiil
telefon kabinini işgal etmek Fiil
kombine reklam
tek bir tedarikçi firmaya bağlı satış mağazası
eşit oy sayısı
puan sayısı birininkiyle eşit olmak Fiil
destelemek Fiil
tüm sanayi faaliyetlerini durdurma
kravat takmak Fiil