1. tırıs gitmek.
  2. koşmak, acele ile/hızlı hızlı yürümek.
  3. tırıs.
    go at a trot: tırıs gitmek.
    break into a trot: tırısa başlamak, atı tırısa kaldırmak.
  4. hızlı yürüyüş, koşuş, telâş.
    on the trot: telâşlı, devamlı hareket halinde.
    I've been on the
    trot all day: Bütün gün harıl harıl çalıştım/koşturup durdum.
    to keep someone on the trot: acele ettirmek, iki ayağını bir pabuca sokmak.
  5. yabancı dil derslerinde gizli olarak kullanılan tercüme kitabı.
fokstrot: kısa, hızlı adımlarla oynanan bir dans. İsim
sekme, tilki adımı: atın tırıstan âdetaya geçerken attığı kısa adımlar. İsim
tırıs gitmek Fiil
küçük bir gezintiye çıkmak Fiil
(at) rahvan (gitme). İsim
ağır/aheste davranış/hareket. İsim
zıplama dansı.
eve yollanmak Fiil
(a) gösteriş yapmak, gösteriş için ileri sürmek/meydana çıkarmak.
trot out one's knowledge: bilgiçlik
taslamak, malûmatfüruşluk yapmak. (b) (değişmeyen/basmakalıp şeyleri) ortaya atmak, tekrarlamak, söylemek.
He trots out his old jokes at every party.
trot out the usual excuse: her zamanki mazereti ileri sürmek.
birini bitap düşünceye dek gezdirmek Fiil
bütün gün gezip tozmak Fiil