istemek, dilemek, arzu etmek.
I want my dinner. He wants to become an engineer. Fiil
ihtiyacı olmak, muhtaç olmak.
Plants want water. He wants a new car. Fiil
eksik/noksan olmak.
The fund for a new shool wants only a few hundred dollars of the sum needed. It
wants 5 minutes to ten o'clock.
Fiil
aramak, peşinde olmak.
The police want him for murder. He is wanted for murder. Fiil
gerek(tir)mek, lâzım olmak.
This job wants doing. You want to see a doctor about your cough. Fiil
yoksul olmak, yoksulluğunu çekmek, ihtiyaç içinde olmak.
Many people still want food and shelter. Fiil
ihtiyaç, zaruret.
My wants are few. İsim
yokluk, eksiklik, noksanlık.
The plant died from want of water. The earthquake victims are suffering
for want of food and medical supplies.
This book meets a long-felt want: Bu kitap uzun zamandır duyulan bir eksikliği karşılıyor.
İsim
lüzum, gerek, hacet.
Your work shows want of thought/care. İsim
yoksulluk, fakirlik.
We may one day be in want . The old writer is now in want . A country where want is virtually unknown. İsim
bütün istediğim uyumak
büyük yoksulluk içinde olmak Fiil
bir şeye çok ihtiyacı olmak Fiil
ihtiyaç içinde olmak Fiil
para darlığı içinde olmak Fiil
onarım istemek Fiil
yoksulluk içinde yaşamak Fiil
yiyecek ve tıbbi malzeme kıtlığı çekmek Fiil
iştah
yeni ihtiyaç yaratmak Fiil
gerekçesiz işten çıkarmak Fiil
gerekçe yeterli görülmediğinden reddetmek Fiil
Ne yaparsan yap.
Sana bir sır vereyim mi?
acze düşmek Fiil
…'sizlikten dolayı, … olmadığı/bulunmadığı için.
for want of something better: daha iyisi olmadığı için.
denize düşen yılana sarılır
ödenmediği takdirde
zaman darlığı yüzünden
Duymak istemiyorum!
yokluk ve sefalet içinde yaşamak Fiil
çoktan beri duyulan gereksinim
bir ihtiyacı karşılamak Fiil
cinayet avı
özel ihtiyaç
kabul görmediği için poliçenin protesto edilmesi İsim
kamu ihtiyacı
bakımsız durumda olmak Fiil
çok gerekli bir ihtiyacı karşılamak Fiil
çok gerekli bir ihtiyacı karşılamak Fiil
bir ihtiyacı karşılamak Fiil
uzun zamandır gereksinimi duyulan bir şeyi sağlamak Fiil
buyur buyrun
muhtaç olmak, ihtiyacı olmak.
Are you in want of money? The house is in want of repair.
acil ihtiyaç
giysiye yakışacak bir şapka istemek Fiil
tatil yapmak Fiil
tatil yapmak istemek Fiil
güvence istemek Fiil
küçük ilân (bazen sadece
classified denir).
küçük ilân. İsim
(US) küçük ilanlar İsim
can atmak Fiil
istek yaratma
muhtaç olmak, ihtiyacı/noksanı olmak.
her şeye sahip olmak Fiil
hiçbir eksiği bulunmamak Fiil
hiçbirşeye muhtaç olmamak Fiil
birşeye muhtaç olmak Fiil
birşeyin eksikliğini çekmek Fiil
birşeye dâhil olmak istemek Fiil
birşeye katılmak istemek Fiil
birşeyle ilgilenmek istemek Fiil
içeri girmek istemek Fiil
birşeyin parçası olmak istemek Fiil
girmek/çikmak istemek,
The cat wants in. The dog wants out.
özel muamele istemek Fiil
… sizlik.
want of courage: cesaretsizlik.
rıza olmayış
sermaye kıtlığı
sermaye eksikliği
bakımsızlık
güvensizlik
karşı bedeli olmayış
ivazsızlık
teslimat olmayış
tasarruf olmayış
tesis eksikliği
fon eksikliği
mal eksikliği
muhakeme kıtlığı
kazai yetki olmayış
parasızlık
para sıkıntısı
para darlığı
para kıtlığı
normal bakım görmeyiş
erzak kıtlığı
onarımsızlık
servis olmayış
düşünce kıtlığı
değersizlik
parasının karşılığını istemek Fiil
dışarı çıkmak istemek Fiil
birşeyle ilgilenmeyi bırakmak istemek Fiil
ayrılmak istemek Fiil
birşeyin parçası olmak istememek Fiil
istek formu (ya da kayıp sipariş formu
(stokta olmayan mal siparişlerini takip etmede kullanılan sistem
hasta gibi görünmek Fiil
büyük gayret ve çaba istemek/gerektirmek.
This difficult job wants some doing.
çok canı çekmek Fiil
ne yardan ne serden geçmek Fiil
bir koyundan iki post çıkarmak Fiil
isteklenmek Fiil
gerekmek Fiil
gıcıklanmak Fiil
canına susamak Fiil
özenmek Fiil
çişi gelmek Fiil
sormak Fiil
İsraf etmezsen muhtaç olmazsın.
Bundan iyisi can sağlığı.