Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. giriş, girilecek yol.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

force one's way in under false pretense
yalan dolanla kendine yol açmak Fiil
hold one's way in spite of all obstacles
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek Fiil
make one's way in life
hayatta başarı kazanmak Fiil
make one's way in the world
dünyada başarı kazanmak Fiil
way in gross
şahsi irtifak teşkil eden mürur hakkı
be in no way inferior to sb
birine göre hiç de aşağı olmamak Fiil
drive the wrong way in a one-way street
tek yönlü yolda ters gitmek Fiil
pay its own way in ten years
on yılda kendini ödemek Fiil
(woman) who behaves in too free-and-easy way around men
serbest
act in a mean way
alçakca davranmak Fiil
act in a mean way
alçakça davranmak Fiil
arrange or file things in a certain way
sıralamak Fiil
be arranged or filed in a certain way
sıralanmak Fiil
be in a bad way
(iş) kötü gitmek Fiil
be in a bad way of business
işleri kötüye gitmek Fiil
be in a bad way of business
işler kötü gitmek Fiil
be in a fair way
olanakların en iyisine sahip olmak Fiil
be in a great way
tamamıyla kendinden geçmek Fiil
be in a large way of business
önemli çapta iş yapmak Fiil
be in a terrible way
kötü bir ruh haleti içinde olmak Fiil
be in the family way
teklifsiz olmak Fiil
be in the shipping way
deniz ticaretiyle uğraşmak Fiil
be in the way
engel olmak, ayak altında olmak.
be up to standard in every way
her bakımdan standart da uygun olmak Fiil
be up to standard in every way
her bakımdan standarda uygun olmak Fiil
behave in a friendly way toward
yakınlık göstermek Fiil
behave in a too free-and-easy a way
havalanmak Fiil
behave in an overly familiar way
laubalileşmek Fiil
break in one's way of living
yaşama biçimini değiştirme
carry on business in a small way
küçük çapta iş çevirmek Fiil
contribute to scientific progress in a small way
bilimin ilerlemesinde küçük bir katkısı olmak Fiil
criticize something in a very thorough way
posasını çıkarmak Fiil
dressed in a certain way
kıyafetli
entertain in a large way
çok cömertçe ağırlamak Fiil
explain something in long-winded way
laf uzatmak Fiil
find in one way or another
bulup buluşturmak Fiil
flirt with each other in a lively way
fıkırdaşmak Fiil
get in one's way
yoluna/karşısına çıkmak.
have it in your own way
siz bilirsiniz, nasıl isterseniz öyle olsun, bildiğin gibi yap.
have someone arrange or file things in a certain way
sıralatmak Fiil
hear news in a roundabout way
haberleri dolaylı olarak duymak Fiil
hear the news in roundabout way
haberleri dolaylı olarak duymak Fiil
in a bad way
kötü bir durumda, tehlikede, çok hasta.
in a big way
tantana ve debdebe ile
in a big way
oldukça çok
in a big way
gösterişli bir biçimde
in a big way
(US) şevkle
in a family way
gebe, hâmile.
in a fidgety way
kıpır kıpır
in a friendly way
iyilikle
in a perfunctory way
baştan savma
in a professional way
profesyonel olarak
in a roundabout way
ima yoluyla
in a roundabout way
dolambaçlı anlatımla
in a rude way
kabaca
in a small way
ufak ölçüde, küçük mikyasta.
in a way
bir bakıma.
in someone's way: (birine) engel, mani, ayak bağı.
be/get in someone's way:
engel/mani/ayak bağı olmak, önüne geçmek.
in an orderly way
muntazaman
in every way
her bakımdan.
in no way
zinhar
in one way
bir bakıma
in the family way
gebe
in the family way
hamile
in the ordinary way
genellikle, normal/genel olarak, normal koşullar altında.
in the way
ayak altında
in the way one's heart desires
gönlünce
in the worst way
=
the worst way
k.d. pek çok, ziyadesile, adamakıllı, fena halde.
He wanted a warm coat
for the winter in the worst way.
in this way
şöyle
in this way
böylece
in this way
böyle
in this way
böylelikle
in this way
bu minval üzere
just in that way
öylece
lie in a small way
mütevazı hayat sürmek Fiil
lion in the way
hayati tehlike
live in a great way
lüks hayat sürmek Fiil
live in a plain way
sade hayat sürmek Fiil
live in a pleasant and carefree way
keyif sürmek Fiil
live in a quiet way
sakin bir hayat sürmek Fiil
live in a small way
mütevazı hayat sürmek Fiil
live in a small way
mütevazi bir hayat yaşamak Fiil
not lacking in any way
noksansız
not to lie in sb's way
birinin mesleği kapsamı içinde olmamak Fiil
once in a way
arasıra, bazen.
put in someone in the right way
birini doğru yola sokmak Fiil
put someone in the way
birini yola sokmak Fiil
put someone in the way
bir şeyi temin etmek Fiil
put someone in the way of earning a living
birini hayatını kazanacak bir işe koymak Fiil
stand all the way back in a bus
otobüste bütün yol boyunca ayakta gitmek Fiil
stand in someone's way
birini önlemek Fiil
stand in someone's way
birine engel olmak Fiil
stand in someone's way
birinin önünü kesmek Fiil
stand in someone's way
birini engellemek Fiil
stand in the way
önünü almak Fiil
stand in the way
yoluna çıkmak Fiil
stand in the way
engel olmak Fiil
stand in the way
yolunu kesmek Fiil
stand in the way
engellemek Fiil
stand in the way
önünü kesmek Fiil
stand in the way
önlemek Fiil
stand in the way of justice
adalete engel olmak Fiil
talk at length in a certain way
veriştirmek Fiil
to be in the family way
sıkı fıkı
to be in the family way
içli dışlı
trade in a large way
büyük çapta ticaret yapmak Fiil
treat someone in a way that's calculated to please him
nabzına göre şerbet vermek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

in such a way as to ...
... olacak şekilde Zarf
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.