kendi ilkelerine göre hareket etmek
Verb
emirlere göre hareket etmek
Verb
yetkisi dışına çıkmak
Verb
haklarına tecavüz etmek
Verb
veli sıfatıyla hareket etmek
Verb
kendi yetkisiyle hareket etmek
Verb
resmi sıfatıyla hareket etmek
Verb
kendi insiyatifine göre hareket etmek
Verb
kendi menfaatine çalışmak
Verb
kendi namına hareket etmek
Verb
kendi adına hareket etmek
Verb
işinin normal gidişi gereği davranmak
Verb
mevkiinin verdiği yetkiyle hareket etmek
Verb
mevkinin verdiği yetkiyle hareket etmek
Verb
kendi namına hareket etmek
Verb
kendi ihtiyarına göre hareket etmek
Verb
kendi kanaatine göre davranmak
Verb
kendi fikriyle hareket etmek
Verb
yetkisi içinde hareket etmek
Verb
vekil olarak hareket eden
Adjective, Law
Denizcilik Seyrüsefer Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi
Proper Name, International Law
Kıta Sahanlığı Üzerinde Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Kanunsuz Eylemlerin Önlenmesi Protokolü
Proper Name, Law
kişinin kendi yetki sınırları dışına çıkması
yaşına göre hareket etmek.
kişinin kendi yetki sınırları içinde hareket etmesi
davranışlarını yaşına uydurmak, yaşına göre hareket etmek, makul olmak.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşme
Noun, International Law
Birleşmiş Milletler Deniz Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme
Noun, International Law
tüccar birliği gibi her türlü düzenlemeleri yasaklayan yazılı kanun
bir devlet dairesine ödenek veren kanun
noterlikçe resmiyet verilen muamele
bir davada savunmanın küçüklük defi
South Sea Bubble gibi şirket dolandırıcılıklarını önlemek için çıkarılan kanun
liman hırsızlarını yok etmek amacıyla 1761'de çıkarılan İngiliz yazılı kanunu
ifası senetle temin olunan bir fiil
ortaklık olmayan şirketleri düzenleyen 1862 tarihli İngiliz yazılı kanunu
burnu ya da dudağı koparmak gibi bir kimsenin uzvunu kasten sakatlamayı ağır cürüm addeden kanun
(bu konuda kiliseye ayrıcalık tanınmamaktadır
cezalandırılacak bir fiil
geçmiş davalara ve mevcut haklara dayanan makabline şamil bir kanun
çaresizlik içinde yapılan hareket
kamulaştırma kanunu
Noun, Law
onarımı ve donanımına ilişkin bazı özellikleri konusunda tekne ve sahiplerinin sorumluluğunu sınırlayan
sözleşmeleri yasaklayan 1893 tarihli kanun
yükle tekne arasındaki ilişkileri ayarlayan ve geminin ve yükün bakımı ve teslimi
(US) Karayolları İnşaat ve Bakım Kanunu
kötü niyetli hareket
Noun
(Br) kamu arazilerinin özelleştirilmesi hakkında kanun
ika olunan ya da vaki olan bir şey hakkında hangi kanunun uygulanacağını gösteren kanun
bir şey hakkında hangi kanun uygulanacağını gösteren kanun
hükümetin adli ve hukuki işlevlerini yürütmek üzere mahkemelerin oluşturulmasını öngören 1789 tarihli Amerikan kanunu
hukuki sonuç doğuracağı saptanan fiil
hukukî tasarruf
Noun, Law
hükümleri çerçevesine giren gelecekteki davaların görülmesinde hangi kanunun uygulanacağını belirleyen kanun
yargı makamının emrine uyarak
yapılacak fiilin uygun olup olmadığı konusunda kesin yargısına başvurmadan yaptığı fiil
kaçak mallara el konularak suçluyu ele veren ile hükümet arasında yarı yarıya paylaşılmasını öngören Amerikan kanunu
Noun
kaçak mallara el konularak
ancak niyetin apaçık olduğu fiil (nakıs teşebbüs
(Br) parlamentodan çıkan kanun
suça teşebbüsün unsurlarından biri
(Br) zamanaşımı sürelerini tadil eden kanun
dolandırıcılık dışında borç yüzünden hapis cezasını kaldıran 1831 tarihli New York eyaleti kanunu
vatana ihanet davası
Noun
başkası namına yapılan fiil
başkasının haklarını ihlal eden hareket
birini vekâleten temsil etmek
Verb
aklına geleni yapmak
Verb
müşterek hareket etmek
Verb
eyleme vurmak
Verb, Psychology
profesyonel ehliyetle hareket etmek
Verb
tam yetkili olarak hareket etmek
Verb
birlikte hareket etmek
Verb
bir mal veya mala ait mülkiyeti kanıtlayan belgeleri uhdesinde bulunduran bir mümessilin onların sahibiymiş
gibi hareket etmesini sağlayan kanun
adliyede uygulanacak muameleleri düzenleyen usul hukukuna ait kanun