courage

English-Turkish Translation

  1. büzük (argo)
  2. Noun cesaret, yiğitlik, mertlik, yüreklilik, şecaat.
    to demonstrate/display/show courage: cesaret göstermek.

    a man of great courage: çok cesur bir adam.
    It takes courage to do it: Bunu yapmaya cesaret ister.
    He lacks the courage to stand up for his rights: Haklarını korumaya cesareti yok.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

have the courage of one's conviction
davranışlarını inançlarına uydurmaya cesaret etmek Verb
have the courage of one's convictions
doğru bildiği yoldan ayrılmamak, hareketlerini inançlarına uydurma cesaretini göstermek, özü sözü bir
olmak, (tenkitlere rağmen) düşündüklerini açıkça/mertçe söylemek.
He has the courage of convictions to do what he thinks is right.
have the courage of one's opinion
medeni cesareti olmak Verb
muster up all one's courage
cesaretini ele almak Verb
recover one's courage
cesaretini toplamak, cesaret bulmak.
screw up one's courage
cesaretini toplamak.
take one's courage in both hands
cesaret/kuvvet bulmak, canını dişine takmak, bütün cesaretini toplamak, (zor/tehlikeli bir işe) cesaretle atılmak.
Dutch courage
sarhoş cesareti, içkiden gelen çılgınca cesaret. Noun
have a reputation for courage
cesaretiyle ün kazanmış olmak Verb
have plenty of courage
çok cesareti olmak Verb
moral courage
medeni cesaret
pluck up courage
cesaretini toplamak Verb
pluck up courage
cesareti ele almak Verb
take courage
cesaret gerektirmek Verb
gain unusual courage all of a sudden
canavar kesilmek Verb
Medal of Distinguished Courage and Self-Sacrifice
Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası Proper Name, Military
English-Turkish phrases from Zargan's own database