Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
cradle
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
beşik.
from cradle to the grave
: beşikten mezara kadar.
başlangıç, menşe, beşik, ilk çıktığı yer.
Anatolia has been the cradle of many civilizations.
çocukluk, bebeklik: hayatın ilk yılları.
gemi kızağı vb. gibi beşiğe benzer iskele, çerçeve.
Window cleaners are pulled up and down tall buildings
on cradles. Ships are held in cradles when they're being built.
tırpan tarağı: ot toplamak, için tırpana eklenen parmaklık.
rocker
ile ayni anlama gelir. maden cevheri yıkayıcısı.
Aviation
balon veya uçak yatağı: uçak/balon yapılırken/şişirilirken üzerinde bulunduğu yatak/iskele.
(bakır/çelik klişe kazmak için) kalem.
Medicine
yatan hastanın yaralı uzvundan yorganı uzak tutan çerçeve.
beşiğe yat(ır)mak, beşik(te) salla(n)mak.
besleyip büyütmek, bağrına basmak, sakınmak, korumak, ihtimamla muhafaza etmek.
parmaklıklı tırpanla ot biçmek.
(gemiyi) kızağa almak/çekmek.
Minerology
kum veya çakılı) maden ayırıcıda yıkamak.
kollarına almak, beşikte yatırır gibi kollarında tutmak.
She cradled her baby in her arms.
maden cevheri yıkayıcısı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
building cradle
gemi kızağı
carriage cradle
eşya filesi
cat's cradle
kedi beşiği: iki elin parmaklarına ip geçirilerek oynanan bir çocuk oyunu. Birisinin parmaklarında belirli
bir şekilde duran ipi, karşıdaki oyuncu değişik şekilde kendi parmaklarına aktarır.
Noun
cat's cradle
karışıklık, giriftlik, muğlâklık.
The socioreligious cat's cradle of small Greek communities.
Noun
from the cradle
beşikten itibaren
horse cradle
sehpa
in the cradle
başlangıçta
rob the cradle
kendisinden çok küçük biri ile evlenmek/arkadaşlık etmek.
rock a cradle
aile hayatını idare etmek
Verb
trained for something from the cradle
çekirdekten yetişme
cradle cap
konak
Noun, Medicine
cradle of civilization
uygarlığın beşiği
cradle snatcher
kendinden çok küçük birisiyle evlenen.
cradle the telephone receiver
telefonu kapamak
Verb
a cradle of western cultre
Batı kültürünün beşiği
from cradle to grave
beşikten mezara
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.