degersiz

Turkish-English Phrases

birine hileyle değersiz bir şey satmak
to fob off something off on sb Verb
birşeyi değersiz bulmak
to rubbish Verb
değersiz
paltry
değersiz
cheap
değersiz
footling
değersiz
pathetic
değersiz
of no value
değersiz
poxy
değersiz
pitiful
değersiz
trashy
değersiz
vile
değersiz
futile
değersiz
putrid
değersiz
schlock
değersiz
not much cop
değersiz
little
değersiz
of no account Adjective
değersiz
no- account
değersiz
fiddling
değersiz
feckless
değersiz
rubbishy
değersiz
mean
değersiz
two- bit
değersiz
shitty Adjective
değersiz
not worth a bean
değersiz
worthless
değersiz
past praying for
değersiz
threepenny
değersiz
measly
değersiz
pitiable
değersiz
tin- pot
değersiz
nugatory
değersiz
insignificant
değersiz
vain
değersiz
trifling value
değersiz
of little account Adjective
değersiz
trifling
değersiz
poor
değersiz
punk
değersiz
Pygmy
değersiz
scrub
değersiz
second-rate
değersiz
sixpenny
değersiz
sleazy
değersiz
third-rate
değersiz
tinhorn
değersiz
tinny
değersiz
trinket
değersiz
trivial
değersiz
two-by-four
değersiz
bad
değersiz
bastardly
değersiz
crummy
değersiz
derogate
değersiz
diddly
değersiz
drossy
değersiz
empty
değersiz
foolish
değersiz
footy
değersiz
fustian
değersiz
invalid
değersiz
leaden
değersiz
meaningfulness
değersiz
naught
değersiz
nickel-and-dime
değersiz
null
değersiz
unprizable
değersiz
unworthy
değersiz
useless
değersiz
valueless
değersiz
virtueless
değersiz
woeful
değersiz
wretched
değersiz
unmeritorious Adjective
değersiz
meritless Adjective
değersiz alacak
bad debt
değersiz alacaklar
debtor's assets Noun
değersiz bir şey
dog
değersiz bono
straw bond
değersiz bulmak
to pity Verb
değersiz buluş
mare's nest
değersiz dergi
pulp magazine
değersiz diye atmak
to throw to the dogs Verb
değersiz eşya
small-ticket item
değersiz eşya
poor truck
değersiz evre
null cycle
değersiz gazete
paper of no standing
değersiz kâğıt
instrument of no effect
değersiz kefalet
straw bail
değersiz kılmak
to render valueless Verb
değersiz kılmak
to render worthless Verb
değersiz kılmak
to make nonsense of Verb
değersiz kimse
crumb
değersiz köhne kitap
yellowback
değersiz makale
catch penny article
değersiz olmak
to not amount to much Verb
değersiz parça
bad lot
değersiz şey
nonentity
değersiz şey
small beer
değersiz şey
pin
değersiz şey
jackstraw
değersiz şey
cherrystone
değersiz şey
frivolity Noun
değersiz şey
triviality Noun
değersiz şey
hogwash
değersiz şey
punk
değersiz şeyler
fiddle faddle
değersiz şeyler
gimcrackery
değersiz süs
trumpery
değersiz tahviller
straw bonds Noun
değersiz tahviller
straw bond
eski değersiz eşya
junk
görünüşü çekici kendisi değersiz şey
gewgaw
gösterişli ama değersiz şey
tinsel
gösterişli ama değersiz şey
trumpery
hoşa gitmeyen ve değersiz kişi
rat- bag
içinden maden cevheri alınmış değersiz toprak
gangue
kötü ya da değersiz bir mal ya da hizmet satın almış olmak
to stuck (with) Verb
pis ve değersiz şey
garbage
takım tamamlansın diye ilave edilen değersiz kişi veya şey
makeweight
ucuz ve değersiz polisiye roman
penny dreadful
Turkish-English phrases from Zargan's own database

değersiz
Maddî veya ... taşımayan, kıymetsiz