fence

  1. Noun çalıntı mallar satan yer
  2. çit, tahta perde, parmaklık.
  3. eskrimde kılıcın ustalıkla kullanılması.
  4. hazırcevaplık.
  5. çalınmış eşyayı alıp satan kimse.
  6. çalınmış eşyanın alınıp satıldığı yer/dükkân.
  7. siper, istihkâm, korunak.
  8. (etrafını) çitle/parmaklıkla çevirmek.
    to fence a farm.
  9. (bir tehlikeyi vb.) önlemek, bertafaf etmek.
  10. eskrim yapmak.
  11. kaçamaklı konuşmak.
  12. çalınmış mal almak/satmak.
  13. siper/istihkâm/korunak yapmak.
elektrikli çit
sınır çiti
tel örgü Noun
kazanan tarafta olmak Verb
tarafsızlığını bırakmak Verb
dolambaçlı çit.
elektrikli çit
bahçe çiti
kafes tel Noun
kararsız, mütereddit.
be on the right side of the fence: kazanacak tarafta olmak.
come down
on one side of the fence or the other: tartışmada bir tarafı veya ötekini tutmak.
sit on the fence: tereddüt etmek, karar verememek, hangi tarafı tutacağını bilememek, suya sabuna dokunmamak, tarafsız kalmak.
çitin dışında
lata ile yapılan çit
sırıklı çit (yatay sırıklardan yapılan). Noun
(fonları) korumak ya da garanti altına almak Verb
çit
tarafsız kalmak.
dolambaçlı çit.
kar siperi: yol, geçit vb.'nin kardan kapanmaması için yapılan siper. Noun
tel örgü Noun
tel örgü Noun
yılankavi çit.
snake fence ile ayni anlama gelir. Noun
şehri surlarla çevirmek Verb
etrafını çitle çevirmek Verb
: çit çekmek, çitle ayırmak.
to fence off a field: bir tarlayı çitle/telle ayırmak.
We fenced
off the lake in case the children should fall in: Çocuklar düşmesin diye göl kıyısına çit çektik.
çit kertenkelesi
(Sceloperus undulatus): Doğu ABD'de ekseriya çit, kaya, kütük vb. üzerlerinde görülen bir tür kertenkele. Noun
(US) kararsız politikacı
politikacının kendi seçim bölgesindeki insanlarla ilgilenmesi
(Br) avlanmanın yasak olduğu ay
bir tarlayı (tel vb ile) ayırmak Verb
defetmek Verb
püskürtmek Verb
(Br) avlanmanın yasak olduğu mevsim
(makine) kazalara karşı güvenlik önlemi almak Verb
tarafsız gözlemci
fırsatçı
çıkarcı
oportunist
bir soruya kaçamaklı cevap vermek Verb