freedom

  1. Noun serbestlik, hürriyet.
    The master gave the slave his freedom.
  2. Noun bağışıklık, muafiyet, dış kontol ve etkilerden muaf olma.
    freedom from care/responsibility.
  3. Noun istenç, seçenek, ihtiyar, irade.
  4. Noun özgürlük, bağımsızlık.
    freedom of press: basın özgürlüğü.
  5. Noun istiklâl, siyasî bağımsızlık.
  6. Noun (bir şehre/şirkete tanınan) ayrıcalık, imtiyaz, hak.
    freedom to levy taxes.
  7. Noun kişisel özgürlük (köleliğin tersi).
  8. Noun bir şeyi serbestçe kullanma hakkı, bağ ve mecburiyetten âzâde oluş.
    to have the freedom of a friend's
    house. We give our guests the freedom of our house.
  9. Noun
    freedom from: -sızlık, -den kurtulma, azat olma, muaf olma.
    freedom from pain/from tax.
  10. Noun hareket serbestliği.
    Tight clothes don't allow enough freedom of movement.
  11. Noun dürüstlük, açık sözlülük.
  12. Noun samimiyet, lâübalilik, senli benlilik, açık saçıklık.
    the freedom of modern sculpture.
  13. Noun serbest düşünüş.
  14. Noun vatandaşlık/üyelik vb. imtiyazlarından serbestçe yararlanma hakkı.
  15. Noun fahrî hemşehrilik/üyelik sıfatı.
    to give someone the freedom of a city: bir kimseye bir şehrin
    fahrî hemşehriliğini vermek.
    The minister was given the freedom of the city.
özgürlüğünü satmak Verb
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Sözleşme Noun, International Law
İnsan Hakları Adalet Divanının İstişari Mütalaa Yetkisini Kabul Konusunda Ana Hürriyetler ve İnsan Haklarının
Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
serbestlik derecesi Noun, Statistics
din ve vicdan özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
temel hak ve özgürlükler Noun, Rights-Freedoms
bir arkadaşa kitaplığından yararlanma özgürlüğü vermek Verb
bir arkadaşa kitaplığından yararlanma özgürlüğü vermek Verb
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Sözleşmeye Ek Protokol Noun, International Law
özgürlüğünü yeniden kazanmak Verb
hemşerilik hakkını elinden almak Verb
bilimsel özgürlük, üniversite muhtariyeti.
hemşerilik hakkı
anayasal özgürlük
bağımsızlık sayısı: istatiksel sınamalarda karara ulaşmak için gerekli olan bağımsız gözlem ya da aralık sayısı. Noun, Statistics
serbestlik derecesi. Noun
(Br) kâr payı talimatına uymama
ekonomik özgürlük
redaksiyon özgürlüğü
özgürlük mücadelesi Noun, Politics-Intl. Relations
Hürriyet nişanı/madalyası, ABD'de çeşitli alanlarda başarı gösterenlere verilir.
Kalıcı Özgürlük Operasyonu Proper Name, Military
özgürlükçü
politik özgürlük
siyasi özgürlük
fiyat serbestliği
(sigorta) değer biçme serbestliği
dinsel özgürlük
din hürriyeti
hürriyeti kısıtlama Noun, Rights-Freedoms
birinin özgürlüğünü elinden almak Verb
sınırsız hürriyet Noun, Rights-Freedoms
Hürriyet ve İtilaf Proper Name, History
Özgürlük ve Dayanışma Partisi Proper Name, Political Parties
özgürlük savaşçısı
özgürlük savaşçısı Noun, Politics-Intl. Relations
tutuklanmama
yasama dokunulmazlığı
dokunulmazlık
borçsuzluk
vergiden muafiyet
özgürlük yürüyüşü
bir şehrin serbestliği
hareket özgürlüğü
hareket serbestisi
hareket serbestisi
toplanma özgürlüğü
toplantı ve gösteri hakkı Noun, Rights-Freedoms
toplantı ve gösteri hürriyeti Noun, Rights-Freedoms
dernek kurma özgürlüğü
dernek kurma hürriyeti
sendikalılaşma hürriyeti
örgütlenme özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
örgütlenme hakkı Noun, Law
örgütlenme ve ifade özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
seçim serbestisi
piyasada oluşan fiyatlara ve sahip oldukları gelir hacmine göre tüketicilerin diledikleri malı satın alabilme serbestisi
tüketicilerin fiyat düzeylerinden ve gelirlerinden başka bir sınırlama ile bağlı olmamaları Noun
seçme özgürlüğü
iletişim özgürlüğü Noun, Law
haberleşme özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
rekabet hürriyeti
rekabet serbestisi
vicdan hürriyeti
vicdan özgürlüğü Noun, Politics-Intl. Relations
inanç özgürlüğü Noun, Religion-Faith
akit serbestisi Noun, Law
sözleşme yapma özgürlüğü Noun, Law
sözleşme hürriyeti Noun, Law
sözleşme özgürlüğü Noun, Law
haberleşme özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
tartışma özgürlüğü
eğitim hürriyeti
oy kullanma hürriyeti
ticari girişim özgürlüğü
hareket hürriyeti
girişim özgürlüğü
şirket kurma özgürlüğü
piyasaya girme serbestisi
piyasaya girme serbestisi
(AT) yerleşme özgürlüğü
yerleşme özgürlüğü (serbestisi)
döviz işlemleri serbestisi
ifade özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
ifade hakkı Noun, Law
dini inanç özgürlüğü
din özgürlüğü
bilgi özgürlüğü
haber alma özgürlüğü Noun, Law
toplantı serbestisi
hareket özgürlüğü
dolaşım serbestisi Noun, International Law
seyahat hürriyeti Noun, Rights-Freedoms
yerleşme ve seyahat hürriyeti Noun, Rights-Freedoms
kişilerin dolaşım özgürlüğü (serbestisi)
işçilerin dolaşım özgürlüğü (serbestisi)
seyrüsefer serbestisi Noun, International Law
ırmaklarda seyrüsefer özgürlüğü
fikir özgürlüğü
barışçıl toplantı özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
fiyat koyma özgürlüğü
din özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
din ve inanç özgürlüğü Noun, Religion-Faith
toplanma hürriyeti
söz hürriyeti.
ifade özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
hemşerilik hakkı
basın hürriyeti.
basın özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
denizlerde seyrüsefer hürriyeti: milletlerin karasuları dışındaki denizlerde seyrüsefer serbestliği.
denizlerin serbestisi Noun, International Law
fikir özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
düşünce ve inanç özgürlüğü
ticaret özgürlüğü
irade özgürlüğü
suç işleme özgürlüğü Noun, Law
dernek kurma özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
dernek kurma hürriyeti Noun, Rights-Freedoms
düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
hizmet sunma özgürlüğü (serbestisi)
bilgi alma özgürlüğü Noun, Rights-Freedoms
dilenen yerde yerleşme özgürlüğü
grev yapma özgürlüğü
özgürlük, güvenlik ve adalet alanı
temel haklar kanunu
birine özgürlüğünü bahşetmek Verb
ifade özgürlüğü ile ilintili suç Noun, Law
ifade özgürlüğü ile ilintili suç Noun, Law
bir şeyden yararlanma özgürlüğüne sahip olmak Verb
ifade özgürlüğüne müdahale Noun, Rights-Freedoms
ifade özgürlüğüne müdahale Noun, Rights-Freedoms
denizlerin serbestliği ilkesi Noun, International Law
bir şehrin hemşerisi olmak Verb
birinin çalışma özgürlüğünü kısıtlamak Verb
hareket özgürlüğünü sınırlamak Verb
hareket özgürlüğünü sınırlamak Verb
basın hürriyetinıkısıtlama
konuşma özgürlüğünü kaldırmak Verb
bir ülkedeki özgürlüğü kısmak Verb
Kriz Zamanlarında Bilgi Edinme ve İfade Özgürlüğünün Korunması Konusunda Kılavuz İlkeleri Proper Name, Law
Kürdistan Özgürlük Şahinleri Proper Name, Organizations
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hürriyeti Hakkında Kanun Proper Name, Law
Vicdan ve Toplanma Hürriyetlerinin Korunması Hakkında Kanun Proper Name, Law