gözünü

English Turkish Phrases

gözünü korkutmak
intimidation
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

besle kargayı oysun gözünü
to reap ingratitude
gözünü açmak
to disenchant Verb
gözünü açmak
to disillusion Verb
gözünü açmak
to disabuse Verb
gözünü almak
to blind Verb
gözünü ayırmamak
to fasten Verb
gözünü bile kırpmamak
to not bat an eye Verb
gözünü dikmek
to pore Verb
gözünü görmez yapmak
to throw dust in sb's eyes Verb
gözünü kamaştırmak
to dazzle Verb
gözünü kamaştırmak
to bedazzle Verb
gözünü kırpmadan
in cold blood
gözünü kırpmadan
without hesitation
gözünü korkutma
intimidation Noun
gözünü korkutmak
to daunt Verb
gözünü korkutmak
to menace Verb
gözünü korkutmak
to intimidate Verb
gözünü korkutmak
to discourage Verb
(bir şey) bir hususta birinin gözünü açmak
to bring something home to sb Verb
(insanların) gözünü açmak
to undeceive Verb
bir dili başını gözünü yararak konuşmak
to smatter Verb
birbirinin gözünü çıkartacakmış gibi davranmak
to live at dagger's drawn Verb
birinin gözünü açmak
to sophisticate sb Verb
birinin gözünü boyamak
to cast dust in someone's eyes Verb
bütün gece gözünü kırpmamak
not to get a wink of sleep
sert bakışla ya da kaş çatarak gözünü korkutmak
to browbeat Verb
sol gözünü kullanamaz olmak
to have lost the use of one's left eye Verb
tehditlerle birinin gözünü yıldırmak
to push sb's hand Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database