misfortune

  1. Noun mutsuzluk, talihsizlik, bedbahtlık, şanssızlık.
    His failure in business was due not to misfortune
    but to his own mistakes. By misfortune he fell into bad company.
  2. Noun kaza, bela, musibet, felaket.
birinin başına gelen felaketin yasını tutmak Verb
elde olmayan nedenlerden kaynaklandığını belirten belge
bir müflisin mahkeme tarafından iflas hali sona erdiğinde verilen ve iflasın müflis tarafından yapılan hatalı fiillerden değil
felakete dayanmak Verb
kötü talih
bir bela hiçbir zaman yalnız gelmez
başına bir bela geldi