yumruğunu masaya indirmek
Verb
kendi hesabına iş yapmak
Verb
yaptığına pişman olmak, pişmanlık/nedamet duymak.
You'll grin on the other side of your face if you have to pay for the damage you did.
aklı başı yerinde olmak
Verb
güçlü muhakeme sahibi olmak
Verb
ikinci katta oturmak
Verb
bir şey dilinin ucunda olmak
Verb
gerçekçi düşünmek, düşüncelerinde makul/pratik olmak.
köpeğinin yuları elinde olmak
Verb
gözü saatte olmak, (canı sıkıldığından) paydos saatinin bir an gelmesini beklemek, işin bitimini gözlemek.
He's a terrible clock -watcher: Tembelin biridir.
to be guilty of clock-watching: dalga geçmekten/havyar kesmekten suçlu olmak.
üyeliğini muhafaza etmek
Verb
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Noun, Law
mesleğini tehlikeye atmak
Verb
ana paraya dokunmadan faiziyle geçinmek
Verb
sermayesinin getirdiği faiz ile yaşamak
Verb
(a) dilinin ucunda, söylemek üzere, (b) hatırlamak üzere.
köyün ortak çayırında koyunları otlatmak
Verb
kumda ayak izleri bırakmak
Verb
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu
Noun, Law
hiçbir şey gizlememek, herşeyi olduğu gibi (samimiyetle) açıklamak, gizlisi kapaklısı olmamak.
yaraya parmak basmak
Verb
adını listeye koymak
Verb
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak
Verb
parmağı tetikte olmak ; tetiği çekmek ; eli tetikte ; hazırcevap ; kafası çabuk işler .
harita üzerinde yolunu çizmek
Verb
hıncını odacıdan çıkarmak
Verb
... olduğu gerekçesiyle
Adverb
...'in girişimiyle
Adverb
iş başında uğranılan kaza
iş başında uğranılan kaza
(askerlik) deliğe tıkılma
telkin ve teşviki üzerine
seçim propogandası yolculuğuna çıkmış
doğrudan doğruya şikâyet olunan fiilden ileri gelmeyen
üzerinde düşünülmekte olmak
Verb
(US) söz almış olmak
Verb
harıl harıl çalışmak
Verb
hareket halinde olmak
Verb
(US) bütün talepleri yerine getirmek
Verb
(kişi) yükselmekte olmak
Verb
(fiyat) yükselmekte olmak
Verb
telefonla konuşur olmak
Verb
sefahat hayatı sürmek
Verb
televizyon da yayınlamak
Verb
birden sahne de belirmek
Verb
bir nükleer savaş çıkartmaya hazır
borsada oyun oynamak
Verb
yayına girmek
Verb, Media-Publishing
yayına başlamak
Verb, Media-Publishing
sahne oyuncusu olmak
Verb
dükkânda mevcudu bulunmak
Verb
kek üzerindeki şekerli krema
bedeni hasar sigortası
Noun
esas hakkında karar
Noun, Law
havagazı borusu döşemek
Verb
bir işi o işte çalışarak öğrenmek
Verb
ayın 15'inde vadesi gelmek
Verb
gündemdeki bir sonraki madde
deftere kaydedilen siparişler
Noun
önündeki arabayı sollamak
Verb
(ilim) ışığını elden ele geçirmek
Verb
(gemi) kayalara çarpmak
Verb
çalışmayı hızlandırmak
Verb
birini sıkı bir sorguya çekmek
Verb
sakat numarası yapmak
Verb
piyasaya sürmek
Verb, Management
başkente doğru geri çekilme
düşük faizle para alıp yüksek faizle işleterek kârı artırma
tam taahhüt altına girmek
Verb
çok ağır sorumluluk taşımak, ağır sorumluluk altında olmak.
(US) rakiplerini arkada bırakmak
Verb
halkı kendi tarafına çekmek
Verb
çoğunluğu kendi tarafına çekmek
Verb
gönderilen malların yapılan muayenesi üzerine
yazışmaları dosyaya kaldırmak
Verb
(Br) canına tak etmek
Verb
birisini bozmak, rezil etmek, elâleme kepaze etmek, gülünç düşürmek.
öğrencilerine çok çalışmanın önemini anlatmak
Verb