Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
pillar
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
direk, anadirek, sütun.
dikme, peri bacası, doğal dikit.
önder, dayanak, devleti/kurumu/toplumu vb. güçlendiren/ilerleten/ayakta tutan kişi, rükün.
a pillar
of society. Atatürk has been a pillar of the Turkish Nation all his life.
direklerle/sütunlarla desteklemek, direk/sütun dikmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
pillars of faith
imanın esasları
Noun, Religion-Faith
six pillars of faith
imanın altı şartı
Noun, Religion-Faith
advertising pillar
afiş asılan direk
bus stop pillar
otobüs durağı direği
earth pillar
peri bacası.
Noun
earth pillar
peribacası
Noun, Geography
Hercules' Pillar
Cebelitarık Boğazının iki kıyısındaki kayalıklar.
Noun
pillar box
posta kutusu.
pillar of smoke
duman sütunu
pillar of smokes
duman sütunu
pillar of the liberal party
Liberal Parti'nin direği
Noun
pillar post
baba
a pillar of society
nüfuzlu kimse
central pillar of ...
...'in temel direği
Noun
central pillar of ...
...'in temel dayanağı
Noun
from pillar to post
bir çıkmazdan öbürüne, (sonuç almadan) bir yerden ötekine, kapı kapı (dolaşma).
to be driven from
pillar to post: başını taştan taşa vurmak, çaresizlik içinde bunalmak, bir sonuç almadan kapı kapı dolaşmak/mekik dokumak.
run from pillar to post
kapı kapı dolaşmak
Verb
run from pillar to post
bir güçlükten diğer bir güçlüğe koşmak
Verb
run from pillar to post
mekik dokumak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.