pull up

  1. (a) durmak, (b) (kökten) sökmek, çıkarmak, (c) tamamen kaldırmak, bertaraf etmek.
karınlamak Verb
yaya kaldırımında durmak Verb
aniden durmak Verb
ilgisini kesip/bırakıp gitmek.
evinden/işinden ayrılmak, başka yere gitmek,/taşınmak.
birine haddini bildirmek Verb
fren çekmek Verb
ilerleyip (birisi ile) aynı hizaya gelmek.
sandalyenizi yaklaştırmakıniz
paçaları sıvamak, kendini toparlayıp işe sarılmak.
(kimseden yardım görmeden) sırf kendi gayretiyle ilerlemek/terakki etmek.
I admire him for pulling
himself up by his own bootstraps: Onun sırf kendi gayretiyle ilerlemesine hayranım.