bütün parasını kaybetmek
Verb
şehir suyu akar olmak
Verb
şehir su yu akar olmak
Verb
(a) fıçıdan alınıp satılmaya hazır (içki), (b) (fıçı vb.) musluklu.
lomber ponksiyon
Noun, Medicine
beyin-omurilik sıvısı almak
Noun, Medicine
omurilikten sıvı almak
Noun, Medicine
hafifçe vurmak/dokunmak.
tap at/on the door: kapıyı hafifçe vurmak.
tap on the shoulder: omuzuna hafifçe dokunmak.
hafifçe vurarak yapmak/çakmak.
to tap a nail into a wall.
(parmaklarla, kalemle vb.) tempo tutar gibi hafif hafif vurmak, tıkırdatmak.
(ayakkabıya) pençe vurmak.
musluk.
tap -water: musluk/terkos suyu.
kılavuz, burgu, vida kılavuzu.
vücuttan su alma(k).
spinal tap: omurilikten su alma.
to tap a lung: akciğeri delmek.
Surgery
arabağlantı, bir sargının ara yerinden çıkarılan bağlantı ucu.
Electronics
haberleşmeyi gizlice dinlemek için telefon hattına bağlantı yapma(k).
to tap a telephone.
(fıçıdan vb.) akıtmak, muslukla akıtmak.
delip sıvıyı akıtmak.
to tap a sugar maple: akçaağacın gövdesini delip şekerli suyu akıtmak.
sızdırmak, sızdırarak kaynağı/birikmiş şeyi kullanmak/ tüketmek.
to tap a nation's natural mineral wealth: bir milletin doğal maden kaynaklarını tüketmek.
to tap a new resource: yeni bir kaynağı kullanmak.
to tap a new country: yeni bir memleketin kaynaklarını kullanmak.
to tap someone for a fiver
argo birisinden beşlik (5 lira) sızdırmak.
bağlamak, bağlantı kurmak.
yolu/elektrik hattını bir yere uzatmak.
muhabereyi çalmak, gizli bağlantı yaparak haberleşmeyi dinlemek.
birine para istemek için başvurmak
Verb
piyasada kendini tanıtmak
Verb
alternatif kredi kaynakları açmak
Verb
elektronik dinleme aygıtları
Noun
kapıya hafifçe vurmak
Verb
bazı durumlarda hükümetin ihraç etmiş olduğu tahvilleri vadesinden önce geri satın alması
bulldog ile ayni anlama gelir. cüruf.
tepinme dansı, ayak uçlarını ve topukları yere vurarak oynanan oyun.
Noun
mali kaynakları açmak
Verb
para piyasası ya da borsadan geçmeden merkez bankası gibi bir kamu kuruluşuna ihraç edilen hazine bonosu
Noun
yeni kredi kaynakları açmak
Verb
yeni enerji kaynakları bulmak
Verb
(Br) kısa vadeli hazine bonoları iskonto haddi
birinin ağzını aramak
Verb
birinin omuzuna vurmak
Verb
birinin omuzuna hafifçe vurmak
Verb
borsada her an satılıp alınabilir durumda olan senet
senet fiyatları belirli seviyeye çıktığında
(Br) daima satıcısı bulunduğu için
borsada her an satın alınabilir durumdaki senet
türlü devlet dairelerince çıkarılan İngiliz hükümeti tahvilleri
Noun
senet fiyatları belirli düzeye ulaştığı zaman
devlet dairelerince satışa çıkarılan tahviller
daima satıcısı bulunduğu için
para piyasasını ele geçirmek
Verb
telefon hattını dinlemek
Verb