to order

English Turkish Phrases

(dish) prepared to order
alaminüt yemek
against to order
emre aykırı olarak
be made out to order
emre yazılı olmak Verb
bill made out to order
emre muharrer senet
bill of lading to order
emre muharrer konşimento
bill payable to order
emre muharrer senet
bill to order
emre muharrer senet
call a meeting to order
bir toplantıyı düzene davet etmek Verb
call to order
(toplantıyı) usule göre açmak.
cheque to order
emre yazılı çek
come to order
düzene gelmek Verb
come to order
gündeme gelmek Verb
contrary to order
emre aykırı olarak
instrument not to order
nama yazılı senet
instrument payable to order
emre muharrer senet
instrument to order
emre muharrer senet
made out to order
ısmarlama
made out to order
emre muharrer
made to order
sipariş üzerine
make to order
ısmarlama yapmak Verb
not to order
hamiline değil
not to order
hamiline değil (nama yazılı
payable to order
emre muharrer, emre yazılı
policy to order
emre muharrer poliçe
promissory note made out to order
emre yazılı senet
supply to order
siparişi karşılamak Verb
turned out to order
sipariş üzerine yapılmış
a person who is empowered to order that money be paid out
ita amiri
according to order (s)
talimat üzerine
Are you ready to order?
Siparişinizi alabilir miyim? Food-Kitchen
stand a drink to order someone a drink
içki ısmarlamak birine içki ısmarlamak Verb
according to the alphabetical order
alfabe sırasına göre
according to your order
siparişiniz üzerine
apply to the court for an order of discharge
tahliye kararı için mahkemeye başvurmak Verb
apply to the court for an order of discharge
tahliye emri için mahkemeye başvurmak Verb
attempt to subvert the Constitutional order
anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs Noun, Law
attend to an order
bir emri yerine getirmek Verb
attend to an order
siparişi yerine getirmek Verb
attend to an order
bir siparişi yerine getirmek Verb
blow on a flame in order to extinguish it
püflemek Verb
carry out an order to the letter
bir emri harfi harfine yerine getirmek Verb
carry out an order to the letter
emri harfi harfine yerine getirmek Verb
conditional order to pay
şartlı ödeme emri
crouch down (in order not to be seen
sinmek Verb
demonstration of power (in order to impress others
gövde gösterisi
done or said in order to hurt somebody
maksatlı
eat less in order to save money
boğazından kesmek Verb
following to the alphabetical order
alfabe sırasına göre
give an order to stop payment
ödemeyi durdurma emri vermek Verb
give heed to an order
bir emri dinlemek Verb
give one's best attention to an order
siparişi karşılamak için titiz davranmak Verb
give one's best attention to an order
bir siparişi karşılamak için titiz davranmak Verb
give priority to an order
bir siparişe öncelik vermek Verb
hold to the buyer's order
müşterinin siparişine uymak Verb
in order to
… için, … gayesiyle/maksadıyla, … diye.
in order to see: görmek için.
in order to balance our account
hesabımızı dengelemek için
in order to be precise
doğru ve kesin olmak amacıyla
in order to defeat the ends of justice
adaleti engellemek kastıyla
in order to end the matter
meseleyi kapatmak için
in order to ensure sth
bir şeyi elde etmek için
in order to preclude any misunderstaning
anlaşmazlıklara engel olmak için
in order to preclude any misunderstaning
anlaşmazlıklara meydan vermemek için
keep oneself amused (in order to ward off boredom or sadness
oyalanmak Verb
look forward to the pleasure of a first order
ilk siparişi beklemek Verb
make to place an order
sipariş etmek Verb
open an account to one's order
kendi adına hesap açmak Verb
order not to pay
ödememe emri
order the court to be cleared
mahkeme salonun boşaltılmasını emretmek Verb
order the court to be cleared
mahkeme salonunun boşaltılmasını emretmek Verb
order to arbitrate
hakemlik etme emri
order to cover
teminat gösterme emri
order to pay costs
masrafları ödeme emri
order to purchase
satın alma emri
order to quit
(Br) tahliye emri
order to quit
tahliye emri
order to release
tahliye emri
order to release from prison
hapishaneden tahliye emri
order to sell
satış emri
order to show cause
dava sebebi gösterme emri
order to stop payment
ödemeyi durdurma emri
order to transfer
transfer emir emr
order to view
keşif ve muayene etme emri
order yens to be taken against sb
birine karşı dava açmayı emretmek Verb
pass an order to sb
birine bir sipariş vermek Verb
pass to the order of the day
gündeme geçmek Verb
passing to the order of the day
gündemi ele alma
pay to sb's order
birinin emrine ödemede bulunmak Verb
pay to the order of
... emrine ... ödeyiniz
pay to the order of sb
birinin emrine havale etmek Verb
petition the court to make a receiving order
mahkemeye iflas dilekçesi vermek Verb
proceed to the order of the day
gündeme geçmek Verb
prompt attention to an order
bir sipariş ile hemen ilgilenme
resort to every trick in order
her çareye başvurmak Verb
subject to your order
emrinize tabidir
tell stories in order to cheat sb
gazel okumak Verb
to fill an order
siparişi yerine getirmek Verb
to our own order
kendi emrimize
to our own order
kendi emir emr imize
to the order of
'nın emrine
without having to obtain a court order
hüküm istihsaline hacet kalmaksızın Adverb, Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database