vekili

Turkish-English Phrases

başkan vekili
deputy president Noun, Public Administration
milletvekilliği
Parliament membership Noun, Law
(amerika'da) adliye vekili
attorney general
(İskoç hukuku) dava vekili
doer
Adalet Bakanı vekili
solicitor general
alacaklının dava vekili
creditor's representation
bakan vekili
acting minister
başkan vekili
deputy managing director
başkan vekili
vice chairman
başkan vekili
deputy chair Noun, Public Administration
bir hissedarın vekili
proxyholder
dahiliye vekili
interior minister Noun, Public Administration
dava vekili
pleader
dava vekili
litigator Noun, Law
dava vekili
attorney-at-law Noun, Law
dava vekili
trial lawyer Noun, Law
dava vekili
barrister Noun, Law
dava vekili
attorney
dava vekili
upholder
dava vekili
counsellor Noun
dava vekili
attorney Noun, Law
davacı vekili
plaintiff's counsel Noun, Law
davalı vekili
defendant's counsel Noun, Law
elçi vekili
(Fr.) charge d'affaires
hâkim vekili
substitute judge
icra vekili
minister
icra vekili
member of the cabinet
İskoçya'da icra memuru vekili
bailie
konsolos vekili
vice- consul
madrabaz dava vekili
pettifogging lawyer
Milli Savunma Bakan Vekili
assistant secretary of defense
müdür vekili
acting director
öğretmen vekili
substitute teacher
ortak dava vekili
joint commissary
vali vekili
acting governor
vasi vekili
deputy guardian
vasi vekili
surrogate guardian
yokluğunda başkana vekalet edecek başkan vekili
acting president
yokluğunda başkana vekâlet eden başkan vekili
acting president
yönetim kurulu başkan vekili
deputy chairman of the board of directors Noun, Management
yüksek dava vekili
sergeant
vekili olmak
to represent Verb, Law
vekili reddetmek
to reject a proxy Verb
bir vekili reddetmek
to reject a proxy Verb
birinin vekili olarak tayin olmak
to be appointed sb's substitute Verb
mahkemeye davacı vekili olarak çıkmak
to appear for the plaintiff Verb
'nin vekili olmak
to be agent for sb Verb
özel bir dava vekili olup
attorney in fact
Turkish-English phrases from Zargan's own database