hükümsüzlüğü açıklanan karar
daha baştan batıl olmak
Verb
ilgi çekici bir yanı olmamak
Verb
başlangıçtan geçersiz olmak
Verb
kanunen geçersiz olmak
Verb
tamamıyla korkusuz olmak
Verb
geçerliğini yitirmek
Verb
sözleşmeyi geçersiz saymak
Verb
bir seçimi geçersiz saymak
Verb
bir seçimi iptal etmek
Verb
seçimi geçersiz saymak
Verb
batıl olduğunu ilan etmek
Verb
bir şeyi geçersiz yapmak
Verb
bir şeyin hükümsüz olduğunu ilan etmek
Verb
bir şeyin geçersiz olduğunu ilan etmek
Verb
bir maddeyi geçersiz kılmak
Verb
bir maddeyi geçersiz yapmak
Verb
tamamen geçersiz, hükümsüz, değersiz, itibarsız.
The court ruled that the claim was null and void.
kesin hükümsüz
Adjective, Civil Law
hükümsüzlüğü açıklanan tüzük, hükümsüz olduğu bildirilen tüzük
hükümsüzlüğü açıklanan tüzük
ceza ödeyerek satışı iptal etmek
Verb
counter ile ayni anlama gelir. ara, boşluk: tipografide harfi oluşturan kabarık kısmın gerisinde
mürekkeplenmeyen çukur yüzey.
(yasa, belge, vb.) geçersiz, hükümsüz, yürürlükte olmayan, mülga.
A contract made by a person under legal age is void.
Adjective
etkisiz, yaraysız, faydasız, boş, beyhude.
Adjective
void of: …'den yoksun/mahrum, … .sız.
a life void of meaning: anlamsız bir hayat.
His words were void of sense: Sözleri manasızdı.
Adjective
(makam, görev, vb.) açık, münhal.
Adjective
counter ile ayni anlama gelir. ara, boşluk.
Noun
geçersiz/hükümsüz kılmak, iptal etmek.
to void a check.
Transitive Verb
boşaltmak, çıkarmak.
to void excrement.
Transitive Verb
.
void of: tahliye etmek, boşalt(tır)mak.
to void a chamber of occupants.
Transitive Verb
(a) avoid, (b) dismiss, expel.
Transitive Verb
ta başlangıcından itibaren hükümsüz olma
gayri nizami yapılan bir seçimi iptal etmek
Verb
gayrinizami yapılan bir seçimi iptal etmek
Verb
geçerliğini yitirmiş ödeme emri
haciz konulabilecek eşya olmaması