yakit

Turkish-English Phrases

ağır yakıt
heavy fuel
atıktan türetilmiş yakıt
refuse-derived fuel Noun
ekonomik araba (az yakıt yakan araba
economical car
elektrik (ışık) ve yakıt tasarrufu yapmak
to economize on light and fuel Verb
fosil yakıt
fossil fuel Noun, Environment-Ecology
geminin alabileceği yakıt hacmi
bunker capacity
gemiye yakıt yüklemek
to bunker Verb
havada yakıt ikmali
flight refuelling
havada yakıt ikmali yapmak
to refuel in mid-air Verb
işyeri yakıt deposu
fuel yard Noun
katı yakıt
solid fuel
katı yakıt
strict principle solid fuel
nükleer bir reaktörün yakıt nüvesinin erimesi
meltdown
nükleer yakıt
nuclear fuel
sentetik yakıt
synthetic fuel Noun, Environment-Ecology
sıvı yakıt
household fuel
sıvı yakıt tankı
liquid fuel tank Noun, Transport
tekrar yakıt
cruising range
vb kullanılan yakıt
kerosene kerosine
yakıt
combustible
yakıt
dead weight tonnage
yakıt
fuel (for heating
yakıt
tons deadweight
yakıt
fuel oil
yakıt
fuel
yakıt bedeli
fuel costs
yakıt bitirmek
to burn up Verb
yakıt çubuğu
fuel rod Noun
yakıt deposu
fueloil depot Noun
yakıt deposu
fuel tank Noun, Transport
yakıt deposu
fuel storage Noun
yakıt durdurma tertibatı
fuel stop
yakıt eğrisi
fuel curve Noun, Transport
yakıt ek ücreti
fuel surcharge Noun, Land Transport
yakıt filtresi
fuel filter Transport
yakıt fiyatı
fuel price
yakıt gaz
power gas
yakıt geri kazanım tesisi
fuel recycling plant
yakıt hava karışımı
fuel-air mixture
yakıt hava karışımı
carburetted air
yakıt hücresi
fuel cell
yakıt ikmal uçağı
feeder machine (plane)
yakıt ikmal uçağı
feeder liner
yakıt ikmali
refuelling
yakıt ikmali
delivery of fuel
yakıt ikmali istasyonu
refuelling stop
yakıt ikmali süresi
refuelling time
yakıt ikmali üssü
refuelling base
yakıt istasyonu
fueling station
yakıt kalmadığı için yolda kalmak
to be stranded through lack of fuel Verb
yakıt katkısı
fuel additive Noun, Environment-Ecology
yakıt mühendisliği
fuel engineering
yakıt nakil borusu
fuel pipe
yakıt olarak kullanılan sıkıştırılmış kömür tozu
briquette
yakıt pili
fuel cell
yakıt pompası
fuel pump Noun, Transport
yakıt pompası
fuel feed pump Noun
yakıt pompası
fuel lift pump Noun
yakıt püskürtme
fuel injection
yakıt püskürtücü
fuel spray
yakıt püskürtülüşü
fuel spray
yakıt sanayii
fuel industry Noun
yakıt sarfiyatı
fuel consumption Noun, Transport
yakıt seviye göstergesi
feul level gauge
Yakıt Sistemi Uygunluk Raporu
Fuel System Conformity Report Noun, Transport
yakıt tankı
fuel tank
yakıt tedariki
fuel supply
yakıt tedariki
supply of fuel
yakıt tüketimi
fuel consumption
yakıt tüketiminde tasarruf
economy in fuel consumption
yakıt tulumbası
fuel pump Noun
yakıt tulumbası
fuel pum Noun
Yakıt ve Enerji Bakanlığı
ministry of fuel and power
yakıt verme tvu
fueling station
yakıt yeterliliği
sufficiency of fuel
yakıt yüklemek
to fuel Verb
yeniden yakıt ikmali yapmak
to refuel Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

yakıt
Isı sağlamak ... yakacak, mahrûkat