peki! kabul! olur!
bir şeyi yaptığını inkâr etmek Fiil
birini bir şey yapmış olmakla suçlamak Fiil
(a) bitkin/yorgun bir halde, yorgun argın, (b) hepsi hazır, (paket vb.) hepsi sarılmış/yapılmış.
Bitti mi?
borsada fiyatlar üzerine anlaşma
(a) yapılmak, tamamlanmak, (b) (et) kâfi pişirilmek.
This meat is not done: Bu et (iyi) pişmemiş.
(c)
argo aldanmak, faka basmak.
I've been done: Aldatıldım.
I'm done: Bittim/mahvoldum!
lağv olmak Fiil
bertaraf edilmek Fiil
hali harap olmak Fiil
iflahı kesilmek Fiil
yanmak Fiil
telaşa gelmek Fiil
yarılanmak Fiil
bir şey yapılsın diye ısrar etmek Fiil
işleri metodik bir şekilde yaptırmada titizlik göstermek Fiil
ilişiği/alâkayı kesmek, son vermek, bitirmek.
Have done (with it): Bitir (onu)!
Over and done
with: Kesinlikle bitti/sona erdi.
That affair's over and done with: Bu bahis kapandı!
I'd like to get done with it: Bunu bitirmek istiyorum.
satıldığı zaman ödenmek üzere teslim sistemini uygulayan iş
birinden hesap sormak Fiil
özensiz
birşeyi oldu bilmek Fiil
birşeyi oldu kabul etmek Fiil
yapılan ziyan
yapılan zarar ziyan
bir şeyi yapmış olduğunu inkâr etmek Fiil
do (pp). Fiil
yapılmış, bitirilmiş, tamam(lanmış).
No sooner said than done: Derhal yapılabilir.
(It's) easier
said than done: Söylemek kolay, yapmak güçtür (Lâf ile peynir gemisi yürümez).
Fiil
(iyi) pişmiş.
Are the potatoes done?
(a steak) well-done: iyi pişmiş (biftek/pizola). rare (8). Fiil
yıpranmış, eskimiş, bitkin, yorgun. Fiil
töreye/âdaba/terbiyeye uygun, nazik, kibar, makbul.
That isn't done: Bu ayıptır/yakışmaz/kibar bir hareket değildir. Fiil
bitmiş iş (iki taraf arasındaki önceden varsayılan bağlayıcı iş anlaşması
(a) yorgun, bitkin, bitap, (b) işi bitmiş, mahvolmuş, (c) ölmüş veya ölmek üzere.
ivedi
(a) yorgun, bitkin, bitap, (b) öldürülmüş.
(a) çok yorgun, bitap, bitkin, (b) ölmüş, mahvolmuş.
telaşlı
karakalem
istanbul'da .. tarihinde iki nüsha olarak hazırlanmıştır
parası dolandırılmış
dayak yemiş
yeniden temizlenmiş veya dekore edilmiş
olmuş, tam pişmiş.
tam kararında pişmiş.
(a) çok yorgun, bitap, bitkin, (b) ölmüş, mahvolmuş.
bitkin, bitap, çok yorgun.
tamamlanmış
temizlenmiş
halledilmiş
hünerli
söylemesi yapmaktan daha kolay.
(söylemesi) dile kolay!
Söylemesi kolay.
bitirmek, tamamlamak, ikmal etmek.
ilk ve son olarak istenilmeyen ama gerekli şeyi yapmak Fiil
birşeyi yaptırmak Fiil
birşeyin yapılmasını sağlamak Fiil
Allah senden razı olsun
kötü muamele görmüş
kan sayımı yaptırmak Fiil
kan testi yaptırmak Fiil
(işini) bitirmek, sona erdirmek, işi tamamlamak.
siyasetle alakası kalmamak Fiil
yazmayı bitirmek Fiil
birşeyi yaptırmak Fiil
bana vız gelir
Herşey bitti. İsim
yapılmaz, yakışık almaz.
Az kaldı. İsim
hünersiz
usulsüz
donun yaptığı hasar
yapılacak iş için keşfini yapmak Fiil
(fazla pişirmekten) yanmış et.
demesiyle yapması bir oldu.
toplumsal ya da normal olarak kabul edilmeyen
hiçbir iş yapmamış olmak Fiil
ika olunan zarar için karşılık teklif etmek Fiil
verilen zarar için karşılık teklif etmek Fiil
bitti, sona erdi.
I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim.

It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı.
yalapşap
arkasından koşmak Fiil
bir şeyin yapılmasını istemek Fiil
yapılacak işlerin tanımı
ciro bilançosu İsim
ceremesini çekmek Fiil
yalapşap
toplumsal olarak kabul edilebilir bir şey
zehir etkisini gösterdi.
iş hemen hemen bitti
hafta içinde yapılan çalışmanın hesabı
(a) aferin, bravo, (b) (et) iyi pişmiş.
Ok yaydan çıktı/Olan oldu bir kere/artık durum değiştirilemez.
Olan olmuş artık.
Olan oldu bir kere.
en sonunda, sonuç olarak.
elle yapılan iş
circular staircase
to wreathe Fiil

Veri, mûta