dış+, dışarıda bulunan/yaşayan vb.
outlying, outpatient gibi. Ön Ek
(dışarı) çıkan/giden/yönelik.
outbound, outstretch gibi. Ön Ek
fiil kökünün gösterdiği işin zamanını/yerini/sonucunu bildirir:
outcome, outcry gibi. Ön Ek
bir fiile/sıfata vb. eklendiği zaman üstünlük/aşırılık/fazlalık belirtir:
outdo: daha iyi yapmak,

outsmart: daha akıllı/kurnaz olmak,
outgrow: daha fazla/aşırı büyümek vb.

NOT:

OUT ile başlayıp sözlükte bulunamayan sözcüklerin anlamını asıl söcüğün anlamından yukarıdaki kurallar yardımiyle çıkarmak mümkündür. Bunlardan bazıları bunu izleyen sayfaların altında gösterilmiştir.
Ön Ek
dönmek Fiil
çekilmek Fiil
vazgeçmek Fiil
(siyasi parti) iktidar olmamak Fiil
dışarda olmak Fiil
(sır) açıklanmış olmak Fiil
grevde olmak Fiil
yanmak Fiil
örtme (negatif fotoğraf ya da baskısı üzerindeki bazı bölümleri maskelemek ya da ışık geçirmez boya ile boyamak yoluyla yok etmek Fiil
kapatmak Fiil
dışarıda lokantada yemek yemek
defetme
dibe vurmak Fiil
çekilmek
kamburlaşmak Fiil
aşırı yorgun
işten çıkarken kart basmak Fiil, İşletme
gereksiz şeyleri ayıklamak Fiil
araştırıp ayırmak Fiil
ayıklamak Fiil
işten çıkarma
taramak Fiil
işten çıkarmak Fiil
bahane
kopyasını çıkarmak Fiil
silmek
çağırmak Fiil
ölçerek vermek Fiil
dağıtmak Fiil
hizmet vermek Fiil
toplumun dışında kalmak Fiil
sönme
çok yorulmuş
kiralama
defetmek Fiil
püskürtmek Fiil
donatmak Fiil
armatür
suya düşmek Fiil
boşa çıkmak Fiil
titreyerek sönmek Fiil
kaçmak Fiil
dışarı çıkmak Fiil
dışarı sızmak Fiil
çıkma
çıkış
büyümek Fiil
fışkırtmak Fiil
fışkırmak Fiil
icat etmek Fiil
birini tepip dışarı atmak Fiil
(kitap) yeni çıktı
girmemek Fiil
sarf etme
tasarlama
sızıntı yapmak Fiil
borç verme
sürdükçe sürmek Fiil
kiraya verme
tahliye etmek Fiil
lokavt yapılmış
ayrıntılı haritasını çizmek Fiil
sınırlarını çizmek Fiil
seçip ayırmak Fiil
rötuş yapmak Fiil
rötuş
maden ocağı açarak madeni çıkarıp almak Fiil
çıkma
açılmak Fiil
out
dışarı, dışarıya.
Open the bag and take the money out. Go out of town. To go out for a walk. Zarf
out
dışarıda.
Shut the door and keep the wind out. Let's have an evening out at the theatre. Let's sleep
out (in the garden).
day out: izin günü.
There is no other way out: Başka çıkar yol yok.
Zarf
out
uzakta, uzağa.
to go out to America. Zarf
out
herkese, her tarafa.
Give out all the tickets. Spread out the cloth. Zarf
out
tamamen, baştanbaşa, büsbütün, sonuna kadar, son derece.
Clean out the room. I'm tired out. The house
was burned out. to pump a well out.
Zarf
out
iyice, kökten, temelden.
think something out: bir şeyi iyice düşünmek, düşünüp taşınmak.
to
wash out the dirty marks.
Zarf
out
yüksek sesle.
sing/cry/shout/call out. speak out. Read the names out. Zarf
out
oyun dışı, (iktidar vb.'den) düşmüş.
The Labor Party is out. Zarf
out
bütün ayrıntılarıyla, etraflıca, noksansız bir şekilde.
Think/plan it out properly. The secret/the sun came out/is out. Zarf
out
modası geçmiş.
Short skirt went out last year, they're out this year. Zarf
out
(çiçek) olgunlaşmış, açılmış. Zarf
out
(eskiden genç kızlar için) sosyeteye katılacak yaşta. Zarf
out
(üstünlük sıfatından sonra) mevcutlar içinde, bütün insanlar vb. arasında.
He's the stupidest man
out. out and away
Zarf
out
(ateş/alev) sönmüş.
The fire's gone out: Ateş söndü. Zarf
out
(küme/yığın) arasından/içinden.
Pick out the best of apples: Elmalardan en iyisini seç. Zarf
out
grevde, çalışmaz durumda.
The fisherman came out in sympathy with the sailors. Zarf
out
(met/deniz suları) alçalmış, çekilmiş. Zarf
out
açık, yırtık, meydanda.
out at the knees: dizleri yırtık. Sıfat
out
dışarıda, belirli sınırlar dışında.
The ball was declared out. Sıfat
out
aşırı, fazla.
an outsize bed: aşırı büyük yatak. Sıfat
out
yanlış, hatalı.
His calculations are out. Sıfat
out
acemi, hamlaşmış, maharetini/melekesini yitirmiş.
Your bow hand is out. Sıfat
out
zararda, kaybetmiş.
out ten dollars: on dolar zararda. Sıfat
out
bitmiş, tükenmiş, -sız kalmış.
We are out of butter: Tereyağımız kalmadı/bitti. Sıfat
out
(oyun/iş vb.) dışında. Sıfat
out
bayılmış, kendinden geçmiş, baygın, sarhoş.
Two drinks and he's usually out. Sıfat
out
imkânsız, olanaksız.
I'm sorry, but that's completely out, it can't be done: Özür dilerim, buna
asla imkân yok, bu yapılamaz.
Sıfat
out
sona ermiş, bitmiş, sönmüş.
the fire is out: ateş sönmüş. Sıfat
out
arızalı, bozuk, çalışamaz durumda, servis dışı.
Our TV is out. Sıfat
out
yetkisiz, salâhiyetsiz. Sıfat
out
dışarı gidecek/gönderilecek.
an out box for mail: posta ile gönderilecek bir kutu. Sıfat
out
18 kuyudan 9'unu bitirmiş. Sıfat
out
modası geçmiş, eski, demode. Sıfat
out
yok, noksan, kıt, tükenmiş.
Oranges are out till next fall: Gelecek sonbahara kadar portakal bulunmaz. Sıfat
out
haricî. Sıfat
out
dışarıya, dışarıda.
He looked out the window. He ran out the door. Edat
out
bir noktadan uzaklaşma hareketini bildirir:
Let's drive out the old mill road. Edat
out
dışarı! git! defol! Ünlem
out

out upon
esk. (sitem, dargınlık, infial vb. bildirir):
out upon you! Aşkolsun! Oldu mu ya! Ünlem
out
çıkıntı. İsim
out
(sorumluluktan/cezadan vb.) kaçış, kurtuluş, kaytarma, mazeret, bahane.
to look for an out: bahane aramak. İsim
out
(bir topluluktan) çıkarılmış/tardedilmiş kimse. İsim
out
(tenis, voleybol vb.) dışarı, saha dışı. İsim
out

outs: mevkiini/siyasî iktidarı kaybetmiş kimseler. İsim
out
(mürettip tarafından) atlanmış kelime. İsim, Matbaacılık
out
outing. İsim
out
dışarı çıkmak/gitmek, dışarı atmak, uzaklaş(tır)mak.
They did their best to out him: Onu uzaklaştırmak
için ellerinden geleni yaptılar.
Fiil
out
(herkese) açıkla(n)mak, ifşa etmek, yay(ıl)mak, herkesçe bilinmek, açığa/meydana çıkmak.
The truth
will out: Hakikat meydana çıkacak.
Fiil
out
durdurmak, sona erdirmek, söndürmek.
Please out the fire: Lütfen ateşi söndürün! Fiil
out
oust Fiil
out
uzaklığı adımla ölçmek.
tüm, tekmil, tam, bütün.
dış aygıt
merak saikasıyla
battal boy
giden evrakın konduğu tabla
eşyayı çözmek Fiil
tıka basa insan dolu
ödeme
tavsamak Fiil
hızı azalmak Fiil
seçilmiş
işaretlemek Fiil
ilişmek Fiil
dışarı çıkmak Fiil
ağızdan kaçmak Fiil
paylaştırmak Fiil
keşfetmek Fiil
boşaltmak Fiil
ayırmak Fiil
elini uzatmak Fiil
giyinmek Fiil
sızma
içini kazımak Fiil
oymak Fiil
arayıp bulmak Fiil
biçimlendirmek Fiil
paylaşma
seçmek Fiil
düzen getirmek Fiil
cezalandırmak Fiil
pataklamak; hakkından gelmek Fiil
düzene sokma
birbirinden ayırarak düzenleme
tartmak Fiil
püskürmek Fiil
tükürmek Fiil
dağılmak Fiil
ayrılmak Fiil
açılmak Fiil
yayılmak Fiil
temeyyüz .
dışarıda kalmak Fiil
geceyi dışarıda geçirmek Fiil
hışımla çıkmak Fiil
(protokol) mahkeme emriyle çıkarma
(bir çıkıntıyı) kesmek Fiil
yırtarak çıkarmak Fiil
(bir çıkıntıyı) yontmak Fiil
seyrekleşmek Fiil
seyrelmek Fiil
tasarlanmış
zaman aşımı Bilgi Teknolojileri
kasası kalkan kamyondaki yükü boşaltmak Fiil
canını çıkarmak Fiil
iyice yormak Fiil
uzun bir süredir tırmanmakta olan fiyatın eski hızını kaybetmesi
yavaş yavaş açığa vurmak Fiil
uyuşturucu kafasına girmek Fiil
kovmak Fiil
dışarı atmak Fiil
videoteyp çıkışı
çıkış
eskime
yatırımlarda
çözülmüş
harap
hamur gibi
bitkin
başarıyla bitirmek Fiil
kaleme almak Fiil
yazıya dökmek Fiil
küçültmek Fiil, Bilgi Teknolojileri
(film ya da televizyon kamerasında çekim değiştirmeden , yakın ya da orta kamera pozisyonundan hızla uzak plana gerilemek .