1. huşu, haşyet: son derece kudret ve kuvvet sahibi bir varlık karşısında duyulan hürmet ve hayranlıkla
    karışık korku/ürperme.
    to strike someone with awe: huşu telkin etmek, korku/ürperme vermek.
    to hold/keep someone in awe: birisini haşyet içinde bırakmak.
    awe-inspiring: huşu telkin eden, korku veren, ürperten.
    to stand in awe of someone: birisinden korkmak, birisine karşı hürmet ve korku duymak.
    He always stood in awe of his father.
  2. hürmet ve korku telkin etmek, huşu vermek.
  3. korkutmak, dehşete düşürmek.
    They were awed into silence by the great man: Büyük adam karşısında
    hürmet ve korku ile sustular.
bir kimseye karşı korkuyla karışık saygı duymak Fiil
korkmak Fiil