Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
cram
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
tıkabasa doldurmak, balık istifi yapmak.
to cram people into a railway carriage. Don't cram your bag too full of clothes.
tıkabasa yedirmek.
alelacele sınava hazırla(n)mak, şöyle bir gözden geçirmek.
yalan söylemek, palavra atmak, yutturmak.
tıkınmak, tıkabasa yemek.
Have you seen the way he crams food down (his mouth)?
tıkabasa dolu olma, sıkışıklık.
kalabalık, izdiham.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
cram food in one's gob (said angrily
zıkkımlanmak
Fiil
to cram
hafızlamak (argo)
Fiil
cram a candidate
sınava girecek bir adayın kafasına zorla sokmak
Fiil
cram a lesson
bir dersi zorla kafaya sokmak
Fiil
cram an essay with quotations
bir deneme yazısını alıntılarla doldurmak
Fiil
cram course
yoğun kurs
cram into/down
,
etc.
: tık(a)mak, sıkıca doldurmak.
cram it down his throat
: ağzına tıkmak, zorla kabul ettirmek.
cram papers into a drawer
kâğıtları çekmeceye tıkmak
Fiil
cram school
dershane
İsim, Eğitim
cram shop
basın
stuff oneself with food to cram it in
tıkınmak
Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.