Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (bkz: go )1.
  2. (bkz: go )2.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

anything goes
kısıtlamasız
anything goes
her şey mübah
as far as it goes
bir dereceye kadar.
as far as that goes
mademki ondan bahsediyoruz, ona gelince.
as the world goes
dünyanın gidişine göre.
here goes
Haydi bakalım ! İşte başlıyorum
(sports) person who goes to the finals
finalist
boarding student who goes home on weekends
evci
ensure that nothing goes wrong
sağlama bağlamak Fiil
ensure that nothing goes wrong to make something sure
sağlam kazığa bağlamak Fiil
here goes!
Haydi! başlıyor(uz).
here goes!/here we/I go!
(Genellikle zor veya nahoş bir işe başlarken) Ya Allah! Haydi bakalım! İşte başlıyor(um), Ne olursa olsun!
Ya herru ya merru!
I've never been on a horse before- Well, here goes! Ömrümde ata binmedim, adam sen de, ne olursa olsun (şimdi biniyorum).
hope it goes smoothly
kolay gele
if all goes well
herşey yolunda giderse Zarf
if all goes well
bir aksilik olmazsa Zarf
if all goes well
bir aksilik çıkmazsa Zarf
if everything goes fine
herşey yolunda giderse Zarf
if everything goes fine
bir aksilik olmazsa Zarf
if everything goes fine
bir aksilik çıkmazsa Zarf
if everything goes well
herşey yolunda giderse Zarf
if everything goes well
bir aksilik olmazsa Zarf
if everything goes well
bir aksilik çıkmazsa Zarf
it goes on petrol
benzinle çalışmak yor
it goes without saying
elbette, besbelli, âşikâr olarak, apaçık görülüyor ki, söylemeye hacet yok ki.
It goes without saying
that our plans depend on the weather.
it goes without saying that …
tabii ki … Zarf
it goes without saying that …
…iğini söylemeye gerek yok Zarf
My hat goes off to you!
Buna şapka çıkarılır! Cümle
My hat goes off to you!
Aklınla bin yaşa! Cümle
My hat goes off to you!
Büyüksün! Cümle
pride will have goes before a fall
gururun sonu düşüştür
that goes for me as well
bu benim için de geçerli
That goes without saying, but ...
Söylemeye bile gerek yok ama ...
That goes without saying.
Elbette.
the balloon goes up
hareket/eylem/iş başlıyor.
the ban goes into effect
yasak yürürlüğe giriyor
the road runs past our house as time goes (by
yol önümüzden geçmek yor zaman geçtikçe
What goes there?
Kim o? Kim var orada?
which goes against
mugayir
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.