1. İsim, Denizcilik sürüklenme, sapma, rüzgâr etkisiyle geminin normal rotasından ayrılma miktarı/açısı.
  2. İsim, Havacılık sürüklenme: uçağın rüzgâr etkisiyle rotasından ayrılma miktarı.
  3. İsim yedek payı, (bir işin başarı ile bitirilebilmesi için gerekli) yedek zaman/mesafe/malzeme.
    With 10
    minutes leeway we can catch the train. 30 minutes should be (a big) enough leeway to allow for delays. That gives him a certain (amount of) leeway .
    make up leeway
    mec. kayıp zamanı (veya geri kalan işi) telâfi etmek, açığı kapamak, yetişmek.
    have much leeway to make up: işinde çok geri kalmak, çok zaman kaybetmiş olmak.
  4. İsim hareket/düşünce serbestliği, serbestçe hareket/davranma olanağı.
    His instructions gave us plenty of
    leeway: Onun yönergeleri bize bir hayli serbest hareket olanağı sağladı.
    have leeway: hareket sahası/serbestisi olmak.
rahat kımıldanılacak yer sağlamak Fiil
…e müsamaha göstermek Fiil
…e anlayış göstermek Fiil