çatışma

Turkish-English Translation

  1. Noun, Human Resources conflict
  2. Noun clash
  3. Noun argument
  4. incident
  5. dispute
  6. Noun, Military engagement
  7. collision
  8. foul
  9. clash
  10. skirmish
  11. mano am mano
  12. wigs on the green
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

antlaşmaların çatışması
conflict of treaties Noun, Law
çatışma alanları
conflict areas Noun, Politics-Intl. Relations
çatışma ortamları
conflict areas Noun, Politics-Intl. Relations
çatışmalı
conflict-ridden Adjective, Politics-Intl. Relations
çıkar çatışması
conflict of interest Noun, Law
mezhep çatışması
sectarian conflict Noun, Politics-Intl. Relations
mezhepler arası çatışma
sectarian conflict Noun, Politics-Intl. Relations
silahlı çatışma
armed conflict Noun, International Law
silahlı çatışmalar hukuku
law of armed conflicts Noun, Law
ağır çatışma
heavy fighting Noun, Military
askeri olmayan çatışma
cold war
bastırılamayan çatışma
irrepressible conflict
bastırılmayan çatışma
irrepressible conflict
dinsel çatışma
religious conflict
düşük yoğunluklu çatışma
low-intensity warfare Noun, Politics-Intl. Relations
düşük yoğunluklu çatışma
low-intensity conflict Noun, Politics-Intl. Relations
etnik çatışma
ethnic conflict Noun, Politics-Intl. Relations
göğüs göğüse çatışma
handgrip
göğüs göğüse çatışma
close combat Noun, Military
iç çatışma
domestic conflict Noun, Politics-Intl. Relations
ırk ayaklanması (ırk ayırımından meydana gelen çatışma
race riot
ırk ayırımından doğan çatışma
race riot
iyilik ve kötülük kuvvetleri arasında büyük ve son çatışma
armageddon
kendi siyle çatışma
self-contradiction
kısa süreli çatışma
brush
mezhepsel çatışma
sectarian conflict Noun, Politics-Intl. Relations
silahlı çatışma
armed conflagration
silahlı çatışma
shootout
silahlı çatışma
clash of arms
sonucu belirsiz çatışma
ambiguous conflict
ticari politikada çatışma
trade split
çatışma çözme
conflict resolution Noun
çatışma durumu
conflict situation
çatışma halli
settlement of a dispute
çatışma merkezi
focus of conflict
biriyle çatışma durumunda olmak
to be in conflict with sb Verb
çarparak batırma veya çatışma klozu
collision clause
silahlı çatışma hukuku
law of armed conflict Noun, Law
yeni çatışma nedenleri yaratmak
to leave a further hostage for the future Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çatışmak işi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.