absence

English-Turkish Translation

  1. Noun yokluk, bulunmayış, bulunmama süresi, gıyap.
    Speak ill of no one in his absence: Kimsenin gıyabında
    kötü söz söyleme.
    sentenced in his absence: gıyaben mahkûm olmuş.
    absence of taste: zevksizlik, zevk yokluğu.
    in the absence of definite information: kesin haber alınmayışı hâlinde.
  2. Noun gaybubet süresi.
    a week's absence: bir haftalık gaybubet.
  3. Noun noksanlık, yetersizlik, mahrumiyet.
    absence of mind: unutkanlık, hafıza noksanlığı.
    the absence
    of proof: delil noksanlığı/yetersizliği.
    absence without leave = A.W.O.L.
    ask. izinsiz görevden ayrılma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

in his/her absence
gıyabında Adverb, Law
in one's absence
yokluğunda Adverb, Law
in one's absence
gıyaben
in their absence
gıyaplarında Adverb, Law
prolongation of one's absence
iznin uzatılması
returning to one's home and loved ones after a long absence
sıla
application for leave of absence
izin alma başvurusu
be on leave of absence
izinli olmak Verb
carry on during sb's absence
biri yokken işleri idare etmek Verb
chronic absence
müzmin devamsızlık
chronic absence
sürekli devamsızlık
chronic unexcused absence
mazeretsiz müzmin devamsızlık
chronic unexcused absence
mazeretsiz süreli devamsızlık
day of absence
devamsızlık günü
declaration of absence
namevcudiyet beyanı
declaration of absence
gıyap kararı
decree in absence
gıyap kararı
decree in absence
gıyabında karar
excuse sb's absence
birinin gelmemesini mazur görmek Verb
excused absence
mazeretli devamsızlık
habitual absence
müzmin devamsızlık
in case of absence
'nın bulunmaması halinde
inveterate absence
müzmin devamsızlık
inveterate absence
sürekli devamsızlık
leave of absence
(a) (maaşsız) izin, mezuniyet, (b) izin/mezuniyet süresi.
occasional absence
ara sıra gelmeme
occasional absence
ara sıra yapılan devamsızlık
on leave of absence
izinli
person sentenced in absence
gaiplerin muhakemesi
presumption of absence
namevcut karinesi
prolongation of leave of absence
iznin uzatılması
salary deduction for absence
kıstelyevm Management
sentence someone in absence
biri için gıyabında hüküm vermek Verb
sentenced in absence
gıyabında hüküm giymiş
sentenced in absence
gıyabında mahkûm olmuş
unexcused absence
mazeretsiz devamsızlık
absence occasional
arasıra vuku bulan devamsızlık
absence of a purpose
kasıtsız
absence of an opinion
görüş yokluğu
absence of any goal
amaçsızlık
absence of assent
rıza yokluğu
absence of authority
yetki yokluğu
absence of consent
mutabakat noksanlığı
absence of consideration
hüküm bulunmaması
absence of consideration
kasada para olmaması
absence of consideration
hükmün bulunmaması
absence of consideration
bedel vermeme
absence of customs protection
gümrük korumasının yokluğu
absence of good manners
görgüsüzlük
absence of mind
unutkanlık
absence of renovation
yenileme yapılması gereken bir makamın yenilenmemiş olması
absence of sense
mantıksızlık
absence of taste
zevksizlik
absence rate
devamsızlık nispeti
absence without excuse
mazereti olmadan mevcut bulunmamak Verb
absence without leave
mazereti olmadan mevcut bulunmamak Verb
in the absence of
bulunmadığı takdirde gıyabında
in the absence of evidence to the contrary
tersini ispatlayacak delil bulunmadığından
in the absence of evidence to the contrary
mukabil delil olmadığı takdirde
in the absence of evidence to the contrary
tersinıispatlayacak delil bulunmadığından
in the absence of protest
bir itiraz bulunmadığından
in the absence of the evidence to the contrary
aksini ispatlayacak delil bulunmadığından
marked absence of supporters
destekleyicilerin büyük çapta bulunmaması
English-Turkish phrases from Zargan's own database