beyaz

Turkish-English Translation

  1. Adjective white
  2. blank
  3. fair-skinned
  4. blank paper
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

beyaz yakalı suçları
white-collar crimes Noun, Criminal Law
kar gibi beyaz
as white as snow Adjective
kar kadar beyaz
as white as snow Adjective
kirli beyaz
off white
papazların boyunlarına bağladıkları beyaz
clerical collar
beyaz adam
white
beyaz adam
white man
beyaz adam
paleface
beyaz adam işgücü
white labour
beyaz Alman şarabı
hock
beyaz altın
white gold
beyaz Amerikalılar'ca konuşulan İngilizce
white english
beyaz atlı prens
prince on a white horse
beyaz azınlık egemenliği
white minority rule
beyaz azınlıkça yönetilen devlet
white-run country
beyaz azınlıkça yönetilen devlet
white run country
beyaz bayrak
white flag
beyaz cam
television screen
beyaz cevher
white matter Noun, Anatomy
beyaz cevher lezyonu
white matter lesion Noun, Diseases
beyaz ciro
blank endorsement
beyaz ciro
blank indorsement
beyaz ciro
general indorsement
beyaz ciro
general endorsement
beyaz ciro
assignment in blank
beyaz ciro etmek
to endorse in blank Verb
beyaz ciro yapmak
to assign in blank Verb
beyaz cüce
white dwarf Noun, Astronomy
beyaz dengesi
white balance Noun, Photography
beyaz ekmek
to french roll Verb
beyaz eşya
white goods
beyaz eşyalar
white line
beyaz eşyalar
white goods Noun
beyaz et
white meat
beyaz hindiba
chicory Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
wild bachelor's buttons Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
coffeweed Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
blue weed Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
ragged sailors Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
blue dandelion Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
hendibeh Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
succory Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
blue sailors Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
horseweed Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
wild endive Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
bunk Noun, Food-Kitchen
beyaz hindiba
blue daisy Noun, Food-Kitchen
beyaz ırk
white race
beyaz ırk dışındaki ırklar
coloured
beyaz ırka mensup
Caucasian
beyaz ırkın üstünlüğü öğretisi
white supremacy
beyaz ırktan olan yoksullar
white trash
beyaz ışık mahallesi (tiyatroların yoğunlaştığı bir semt
white- light district
beyaz kabul
inchoate instrument
beyaz kadın
white slave
beyaz kadın ticareti
white-slave traffic
beyaz kadın ticareti
white slave trade
beyaz kadın ticareti
white- slave trafic
beyaz kadın ticareti trafiği
white-slave traffic
beyaz kadın tüccarı
white slaver
beyaz kadın tüccarı beyaz metal
white slaver white metal
beyaz kâğıt üzerine siyah baskı
black and white
beyaz kayın ağacı
silver birch
beyaz kitap
white paper
beyaz kömür
(Fr.) houille blanche
beyaz kömür
hydroelectric power
beyaz lahana
white cabbage Noun, Food-Kitchen
beyaz madde
white matter Noun, Anatomy
beyaz madde lezyonu
white matter lesion Noun, Diseases
beyaz mermer
dolomite
beyaz metal
white metal
beyaz mütareke bayrağı
flag of truce
beyaz önlük
lab coat Noun
beyaz oy
aye
beyaz papaz cüppesi
surplice
beyaz papyon kravat
white tie
beyaz perde
silver screen
beyaz perde
the cinema
beyaz perde
movie screen
beyaz peynir
soft white cheese
beyaz poliçe
blank policy
beyaz propaganda
white propaganda
beyaz propoganda
white propaganda
beyaz renk
white
Beyaz Rusça
Belarusian Noun, Language-Literature
Beyaz Rusya
Belarus Noun, Place Names
Beyaz Rusyalı
Belarusian Adjective
beyaz sabun
olive-oil soap, Marseille soap, Savon de Marseille Noun, Personal Care-Hygiene
beyaz şarap
(Fr.) vin blanc
beyaz şarap
white wine Food-Kitchen
Beyaz Saray
White House Noun
Beyaz Saray sözcüsü
White House spokesman Noun
beyaz soğan
white onion Noun, Food-Kitchen
beyaz teklif
offer in blank
beyaz teslim bayrağı
white flag
beyaz ürün
white product
beyaz yakalı
white-collar Adjective, Sociology
beyaz yakalı işçi
white collar worker
beyaz yakalı memur sınıfı
white collar employee employe
beyaz yakalı memursınıfı
(US) white collar employee
beyaz yakalılar
white-collar workers Noun
beyaz yalan
courtesy lie
beyaz yulaf
oat Noun, Plant Species
(badem , vb) kabuğunu soyarak beyaz kısmını ortaya çıkartmak
to blanch Verb
(Güney Amerika) yoksul beyaz halk
white trash
(hisse sertifikası) beyaz ciro
fly power
atın alnındaki beyaz leke
blaze
bir aracın arkasındaki beyaz geri vites lambası
reversing light Noun
bir tür kalın ve beyaz sos
(Fr.) bechamel
biri zenci biri beyaz ana babadan doğan kimse
mulatto
boş beyaz kâğıt
blank sheet of paper
büyük beyaz baba
great white father
buzdolabı, çamaşır makinesi vb gibi beyaz mallar
white line
devamlı beyaz çizgi
continuous white line
gelinin beyaz gelinlik giydiği düğün töreni
white wedding
genellikle mavi ve beyaz renkte porselen
delft
hareket flaması (mavi zemin ortasında beyaz kare
blue peter
hisse senetlerinin beyaz temlik beyannamesi ile temliki
blank transfer
iki sayfalık siyah beyaz reklam
two-page black and white spread
kırmızı beyaz renkte elma
pippin
köle olmayan beyaz adam
free white person
mavi kâğıt üzerine beyaz çizgilerle kopya çıkartmak
to blue print Verb
reklam panosu üzerinde beyaz çerçevesi bulunmayan afiş
bleed poster
siyah beyaz basılı sayfalar
black and white
siyah beyaz fotoğraf
black and white
siyah beyaz lekeli (at
piebald
siyah ve beyaz benekli
pepper and salt
yan yana çizilmiş çift beyaz çizgi
double-white line Transport
yolun ortasındaki beyaz çizgi
inside lane
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kar renginde ... adı, ak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.