cannot (help/choose) but

  1. çaresiz, çarnaçar, başka çare yok, mecburen … yapmalıyım/etmeliyim, elimden başka şey gelmez, elde değil
    anlamında
    MUST yerine kullanılır.
    I cannot (help) but admit the truth of your remarks, although they go against my interests: Benim çıkarıma aykırı olmakla beraber sözlerinin gerçek olduğunu çarnaçar kabul ediyorum (kabule mecburum).
    We could not but weep at the sad news: Üzücü habere ağlamaktan başka elimizden bir ey gelmezdi.
    One cannot but admire his courage: Cesaretine hayran kalmamak elde değil.

    NOT
    : Bazı bilginler
    CANNOT BUT deyimini iki defa olumsuzluk içerdiği için doğru bulmazlarsa da genellikle İngilizcede kullanılan bir deyimdir.
    One cannot but admire yerine aynı anlamda
    One can but admire/can only admire/must admire/cannot help admiring terkiplerinden biri kullanılabilir.