coach

  1. kapalı at arabası, yaylı.
    coachhorse: araba atı.
    Devil's coach-horse: kulağa kaçan sinek.

    the old coach days: arabalarla seyahat edilen eski günler.
  2. yolcu otobüsü.
    coach-building: karoseri.
  3. yolcu vagonu (yataklı/yemekli lüks vagonlar hariç).

  4. air coach ile ayni anlama gelir. (uçakta) turist mevkii(nde).
    We flew coach from Miami to New York.
  5. Sports antrenör, eğitmen.
  6. (beyzbol) öbür oyunculara talimat veren oyuncu.
  7. özel hoca, sınava hazırlayan hoca.
  8. bir aktöre/şarkıcıya talimat veren kimse.
  9. (1920'lerde yapılmış) iki kapılı kutu gibi otomobil.
  10. talimat vermek, öğretmek, yönetmek, akıl vermek.
    He had been coached in what to say.
  11. antrenörlük/eğitmenlik yapmak, yetiştirmek.
  12. özel ders vermek/almak, sınava yetiş(tir)mek/hazırla(n)mak.
    to coach someone for an examination: birini sınava hazırlamak.
iş koçu Noun, Management
iş koçluğu Noun, Management
yaşam koçu Noun
yaşam koçluğu Noun
hava otobüsü: bazı havayollarının ucuz ücretle yolcu taşıyan ve lüks olmayan uçak servisi. Noun

coach ile ayni anlama gelir. (uçakta) turist mevkii(nde).
We flew coach from Miami to New York.
havalandırmalı yolcu otobüsü
klimalı yolcu otobüsü
otobüsten fırlatılmak Verb
(yataksız) vagon. Noun
kiralık araba/payton. Noun
(iki atlı, 4 tekerlekli, 6 kişi taşıyan) payton/at arabası. Noun
(Br) posta arabası Noun
posta arabası Noun
otobüs. Noun
yolcu otobüsü
posta arabası Noun
ilave otobüs seferi koymak Verb
trenin durmadan geçtiği bir istasyonda bıraktığı vagon. Noun
ağır yürüyen/çalışan kimse, mankafa, kalınkafa. Noun
posta arabası Noun
merasim arabası Noun
karavan
otobüs ile yolculuk etmek Verb
yazar koçu Noun, Employment
ekip yönetmek Verb
ekibi yönetmek Verb
araba üst gövdesi Noun
(atlı arabada) arabacı yeri/oturağı. Noun
(US) turist mevkii
Dalmaçya köpeği. Noun
Dalmatian ile ayni anlama gelir. Dalmaçya köpeği.
şoför
sürücü
otobüs bileti
araba borusu/kornası. Noun
araba atı
posta atı
arabalık, araba garajı. Noun
vagon yükü
yolculuk şirketi
lag screw Noun
(dört-altı köşeli başlı) ağaç vidası. Noun
birini sınava hazırlamak Verb
özel ders vermek Verb
antrenman yaptırmak Verb
birine birşeyi öğretmek Verb
birine birşeyi tembihlemek Verb
birine birşeyi iyice belletmek Verb
otobüs terminali
otobüs turu
Antrenörlük Eğitimi Bölümü Noun, Education-Training
araba tekerleği
hususi otomobiller için manevra yeri
bir vagonu bir trenden ayırmak Verb
kira arabası Noun
(US) Br koridorlu vagon
direkt (ekspres) araç