curuk

Turkish-English Phrases

çürük
rickety Adjective
çürük
corrupt
çürük
foul
çürük
brittle
çürük
unfit
çürük
ramshackle
çürük
dicky
çürük
fragile
çürük
undone
çürük
decayed
çürük
unsound
çürük
stale
çürük
untenable
çürük
bruise
çürük
cavity Noun, Dental Health
çürük
rot
çürük
rotten
çürük
incollectable
çürük
morbid
çürük
spoiled
çürük
broken
çürük
putrid
çürük
friable
çürük
not well made
çürük
unstable
çürük
contusion Medicine
çürük
tinny
çürük
bad
çürük
dazed
çürük
mortified
çürük
weak
çürük
fallacious Adjective
çürük alacak
bad debt
çürük gaz kanalı
exhaust passage
çürük gaz kesme
exhaust cut-out
çürük gaz kesme sürgüsü
exhaust cut-out
çürük gaz kutusu
exhaust box
çürük gaz kutusu
exhaust chamber
çürük iddia
unsound argument
çürük kokan
fusty
çürük kokma
fustiness
çürük öğreti
unsound doctrine
çürük raporu
unfit-for-military-service certificate Noun, Military
çürük tahta
punk
çürük tahtaya basmak
(fig) to fall into a trap Verb
çürük yumurta
rotten egg
çürük yumurta yağmuruna tutmak
to egg Verb
daimi çürük raporu
certificate of disability for discharge
Turkish-English phrases from Zargan's own database

çürük
Çeşitli dış sebeplerin veya mikropların etkisiyle ... uğrayıp bozulmuş olan, çürümüş