define

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb tanımlamak, tarif etmek.
    Some words are hard to define because they have many different uses.
  2. Transitive Verb nitelemek, tavsif etmek, özelliklerini açıklamak.
    to define judicial functions.
  3. Transitive Verb sınırlandırmak, sınır çizmek, sınırını/hududnu belirtmek/tespit etmek.
    to define a property with stakes.
  4. Transitive Verb şeklini açıkça belirtmek.
    The tower was clearly defined against the sky.
  5. Transitive Verb açıklamak, belirtmek, izah etmek, tanıtmak, tabiatini/karakterini göstermek.
    to define one's responsability.
    Good manners define the gentleman.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

define one's attitude
bir konuda tavrını belirlemek Verb
define one's attitude
tavrını koymak Verb
define one's position
mevkiini belirtmek Verb
define one's position
görüşünü bildirmek Verb
clearly define
ayrıntılarıyla açıklamak Verb
clearly define
ayrıntılarıyla belirlemek Verb
clearly define
açıkça belirtmek Verb
define a common policy
ortak bir tutum saptamak Verb
define a common policy
ortak bir politika saptamak Verb
define boundaries
sınırları belirlemek Verb
define duties
görevleri tayin etmek Verb
define itself against the background
zemin üzerinde iyi belirmek Verb
define property
bir mülkü işaretlemek Verb
define sb's power
birinin yetkilerini belirtmek Verb
define sb's powers
birinin yetkilerini sınırlamak Verb
define something accurately
bir şeyin tam tanımını yapmak Verb
define something as something
birşeyin birşey olduğunu söylemek Verb
define something as something
birşeyi birşey olarak belirtmek Verb
define something as something
birşeyi birşey olarak tanımlamak Verb
define the issue
ihtilafı ortaya koymak Verb
define the powers of a court
mahkemenin yetkilerini sınırlamak Verb
define the powers of a court
bir mahkemenin yetkilerini sınırlamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun treasury
  2. Noun treasure
  3. Noun trove
  4. Noun treasure trove
  5. Noun gem
  6. Noun find
  7. Noun riches
  8. Noun wealth
  9. Noun fortune
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

altın define
gold hoard
gömülmüş define
buried treasure
meydana çıkarılan sahipsiz define
treasure trove
define avcısı
treasure seeker
define bulmak
to find a treasure Verb
define sandığı
treasure box (chest)
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çok zaman önce gömülmüş, artık sâhibinin ... para, altın, gümüş vb
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.