devam etmek

Turkish-English Translation

  1. Verb to go
  2. Verb to go ahead
  3. Verb to keep going
  4. Verb to go on
  5. Verb to run
  6. Verb to run on
  7. Verb to stick with
  8. Verb to wage
  9. Verb to continue
  10. Verb to keep on
  11. Verb to carry on with
  12. Verb to carry on
  13. Verb to attend
  14. Verb to follow on
  15. Verb to forge on
  16. Verb to keep
  17. Verb to last
  18. Verb to move along
  19. Verb to move on to
  20. Verb to proceed
  21. Verb to remain
  22. Verb to resume
  23. Verb to stand
  24. Verb to stick
  25. Verb to stick it out
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(denizcilik) yoluna devam etmek
to stand on Verb
(fiyatlar) yüksek olmaya devam etmek
to continue high Verb
(fiyatlar) yükselmeye devam etmek
to be still going up Verb
... boyunca devam etmek
to continue throughout ... Verb
… boyunca devam etmek
to last for… Verb
acele yolculuğa devam etmek
to prosecute a journey with the utmost dispatch Verb
araba sürmeye devam etmek
to drive on Verb
aramaya devam etmek
to keep on searching Verb
artmakta devam etmek
to go increasing Verb
aynı mesleği icraya devam etmek
to follow the same profession Verb
aynı mevkii işgal etmeye devam etmek
to continue in office Verb
azar azar ödemede bulunmaya devam etmek
to keep on paying out small sums Verb
bir davaya devam etmek
to hold an action Verb
bir duruşmaya devam etmek
to proceed with a trial Verb
bir işe devam etmek
to continue a business Verb
bir konuşmaya devam etmek
to resume a speech Verb
bir saat boyunca devam etmek
to last an hour Verb
bir şeyi elinde bulundurmaya devam etmek
to keep on Verb
bir sonuca varmak için müzakerelere devam etmek
to carry on negotiations for a settlement Verb
bir yerde kalmaya devam etmek
to continue at (in) a place Verb
bir yerde oturmaya devam etmek
to continue at a place Verb
bir yolculuğa devam etmek
to resume a journey Verb
bıraktığı yerden devam etmek
to pick up the threads of something Verb
birşeye azimle devam etmek
to stick at something Verb
birşeye devam etmek
to stick with something Verb
birşeye devam etmek
to see something out Verb
birşeye devam etmek
to proceed to something Verb
birşeye devam etmek
to bear with something Verb
birşeye devam etmek
to proceed with something Verb
birşeye sonuna kadar devam etmek
to see something out Verb
birşeyi yapmaya devam etmek
to keep at something Verb
birşeyi yapmaya devam etmek
to stick to doing something Verb
bulunduğu mevkide (yerinde) işine devam etmek
to be continued in office Verb
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek
to hold one's way in spite of all obstacles Verb
çalışmaya devam etmek
to keep in harness Verb
çalışmaya devam etmek
to keep working Verb
çalışmaya devam etmek
to stay on Verb
canla başla devam etmek
to going strong Verb
çarpışmalara devam etmek
to continue hostilities Verb
derslere devam etmek
to hear lectures Verb
dinlemeye devam etmek
to stay tuned Verb, Radio-Television
doğallıkla devam etmek
to flow Verb
dümdüz devam etmek
to follow your nose Verb
dünya çapında devam etmek
to continue on a global scale Verb
durmaksızın devam etmek
to grind on Verb
duruşmaya devam etmek
to proceed with a trial Verb
duruşmaya devam etmek
to proceed with the trial Verb
düşünce tarzına devam etmek
to proceed with an argument Verb
eğitimine devam etmek
to continue one's study Verb
eğitimine devam etmek
to continue one's education Verb
eğitimine yeniden devam etmek
to resume one's studies Verb
eski bir hizmetkârı çalıştırmaya devam etmek
to keep on an old servant Verb
eski gidişatına devam etmek
to follow one's own old course Verb
iş yapmaya devam etmek
to stay in business Verb
işine devam etmek
to resume work Verb
işine devam etmek
to proceed to business Verb
işine devam etmek
to proceed with one's work Verb
işine devam etmek
to carry on with one's work Verb
işine yeniden devam etmek
to resume business Verb
işiyle uğraşmaya devam etmek
to pursue one's business Verb
işlemeye devam etmek
to keep running Verb
izlemeye devam etmek
to stay tuned Verb, Radio-Television
kaldığı yerden devam etmek
to resume Verb
kaldığı yerden devam etmek
to pick up the threads of something Verb
kaldığı yerden devam etmek
to follow on Verb
kaldığı yerden devam etmek
to pick up Verb
kaldığı yerden devam etmek
to resume the thread of one's discourse Verb
kanunsuz işlemler yapmakta devam etmek
to carry on illegal transactions Verb
konuşma sına devam etmek
to proceed with one's speech Verb
konuşmasına devam etmek
to proceed with one's speech Verb
mali sıkıntısı devam etmek
to continue in financial straits Verb
mevkiinde bulunmaya devam etmek
to continue in one's office Verb
mevkinde bulunmaya devam etmek
to continue in one's office Verb
mücadele etmeye devam etmek
to struggle on Verb
mücadele etmeye devam etmek
to struggle along Verb
muntazam devam etmek
to attend regularly Verb
müzakerelere devam etmek
to continue negotiations Verb
müzakereye kaldığı yerden devam etmek
to resume the debate Verb
müzakereye kalındığı yerden devam etmek
to resume the debate Verb
ödemelerine muntazam bir şekilde devam etmek
to keep up one's payments Verb
okulda bir yıl daha derslere devam etmek
to continue at school for another year Verb
ölmesi beklenirken yaşamaya devam etmek
to be living on borrowed time Verb
şaşmadan işe devam etmek
to soldier on Verb
sermaye trafiği kanunsuz işlemler yapmakta devam etmek
to capital transactions to carry on illegal transactions Verb
sıkı bir rejim yapmaya devam etmek
to keep to a strict diet Verb
sınıfa devam etmek
to attend classes Verb
tam gaz devam etmek
to be in full swing Verb
var olmaya devam etmek
to exist Verb
yabancı bir ad altında dolaşmaya devam etmek
to preserve one's incognito Verb
yazışmaya devam etmek
to carry on a correspondence Verb
yedek akçe ayırmaya devam etmek
to pyramid reserves Verb
yenilgiyle biteceği belli bir oyuna devam etmek
to play a losing game Verb
yola devam etmek
to pick up Verb
yolculuğa devam etmek
to proceed on the voyage Verb
yolculuğa devam etmek
to continue one's journey Verb
yolculuğuna acele devam etmek
to prosecute a journey with utmost speed Verb
yolculuğuna devam etmek
to continue journey Verb
yolculuğuna devam etmek
to proceed on one's journey Verb
yolculuğuna kaldığı yerden devam etmek
to resume one's journey Verb
yoluna devam etmek
to proceed on one's way Verb
yoluna devam etmek
to hold one's course Verb
yüksek eğitime devam etmek
to go on to higher education Verb
yükselmeye devam etmek
to continue its upward advance Verb
yürürlükte kalmaya devam etmek
to continue in force Verb
zararla devam etmek
to carry on at a loss Verb
zararla işe devam etmek
to carry on at a loss Verb
zorluklara rağmen devam etmek
to stay the course Verb
zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek
to struggle along Verb
zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek
to struggle on Verb
devam etmekte ısrar etmek
to persist in going on Verb
uzun süre devam eden intifa suretiyle bir hak elde etmek
to usucapt Verb
uzun zaman devam eden intifa suretiyle bir hak kesp etmek
to aquire by adverse possession Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database