element

  1. Noun öğe, unsur, eleman,
    mec. yapıtaşı, pay.
    Honesty is an important element in the character of
    a person: Dürüstlük kişisel karakterin önemli bir unsurudur/yapıtaşıdır.
    There is an element of truth (= some truth) in what you say: Söylediklerinde biraz hakikat payı var.
    chemical element: kimyasal öğeler/elemanlar.
  2. Noun (eski inanışa göre evreni oluşturan) toprak, su, hava, ateş(ten herbiri).
  3. Noun doğal çevre, yaşam ortamı.
    Water is the element of fish.
  4. Noun uygun çevre/muhit/yaşama ve çalışma koşulları.
    be in one's element: kendine uygun çevrede bulunmak,
    müsait ortam/zemin bulmak.
    be out of one's element: kendini yabancı hissetmek, işin acemisi olmak.
  5. Noun, Chemistry öğe, eleman, basit cisim: kimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan ve halen 103 tanesi bilinen basit cisimlerden
    herbiri.
    Both hydrogen and oxygen are elements, but water, which is formed when they combine, is not.
  6. Noun, Mathematics (a) öğe: verilen bir çokluğun sonsuz küçük, bölünemeyen parçası, (b) bir kümeyi ya da bir bölüğü oluşturan nesnelerden herbiri.
  7. Noun, Geometry şekli oluşturan nokta/çizgi/yüzey vb.'den herbiri.
  8. Noun, Electronics devre parçası/elemanı: uçları başka devrelere/cihazlara bağlanan elektriksel düzen.
  9. Noun elektron tübünün elektrodlarından herbiri.
hal ve durumundan memnun olmak Verb
huzursuz olmak Verb
kurucu unsur Noun
anasır (outdated) Noun
sonlu eleman analizi Noun, Construction
sonlu eleman yöntemi Noun, Construction
yabancı unsurlar Noun, Politics-Intl. Relations
suçun maddi unsurları Noun, Law
suçun manevi unsurları Noun, Law
suçun manevi unsurları Noun, Criminal Law
element
cebirsel öğe
denge unsuru Noun
ikili öğe
karakter öğesi
kimyasal element
muharip unsur Noun, Military
rekabet unsuru
sabit eleman (ürünün boyutlarında ve işlenişinde değişiklik durumunda önemli zaman değişikliğine gerek göstermeyen unsur
bağlamsal unsur Noun
soğutucu eleman
soğutucu
maliyet unsuru
kredi öğesi
eşdeğerlik öğesi
rükün (outdated) Noun
tek uçak
yabancılık unsuru Noun, Private International Law
işlev elemanı
kalorifer dilimi
ısıtıcı
ısıtma dilimi
insan öğesi Noun
özdeşlik öğesi: bir kümenin herhangi bir öğesi ile işleme tabi tutulduğunda onu değiştirmeyen öğe. (Toplama
işlemi için 0, çarpma/bölme işlemi için 1 sayısı özdeşlik öğesidir.).
mantık öğesi
mantıksal veri elemanı
birleşik öğe
makro öğe
(suç) sübjektif vaka
kâr-zarar nakledilecek hesap
yörünge öğesi Noun, Astronomy
üstöğe Information Technology
görüntü öğesi Information Technology
fiyat unsuru
olasılık öğesi.
azrak toprak metali, nadir toprak madeni. Noun
kredi almak için yararlanılan mal
ayrılıkçı unsur Noun, Politics-Intl. Relations
kardeş öğe Information Technology
standartlaştırılmış yük elemanı Noun, Transport
maddi unsur Noun, Law
maaşın vergi istisnasına tabi kısmı
zaman faktörü
belirtisel öğe: (a) canlıların yaşaması için çok az miktarda gerekli olan madde (demir, bakır, çinko
vb.), (b) suda, toprakta, canlılarda pek az miktarda rastlanan öğe.
Noun
s bir sözleşmenin esasları Noun
s bir suçun unsurları Noun
suç unsuru Noun, Law
suç unsuru Noun, Law
bir nebze gerçek payı
belirsizlik unsuru
  1. (chem) element
chemical element
elemental analysis Noun, Chemistry

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Nükleer parçalanma dışında herhangi bir şekil ... yoluyle elde edilemeyen madde