emergency

  1. Noun emercensi
  2. olağanüstü olay/durum, müstacel vak'a, âcil vak'a/durum, zarurî ihtiyaç, ânî tehlike, ânî ve müşkül hal,
    buhran, derhal harekete geçmeyi/bir çare bulmayı gerektiren olay.
    Ring the bell in an emergency.
    in case of emergency: zaruret halinde, darda kalınca.
    I keep a fire extinguisher in my car for use in an emergency.
    provide for emergencies: beklenmedik duruma karşı hazırlıklı bulunmak.
    a state of emergency: sıkıyönetim, örfî idare, olağanüstü durum (ilânı), (askerî kuvvetlere ve kamu kuruluşlarına) savaş için gerekli hazırlıkları yapma emri.
  3. yedek, yardımcı, güvenlik+, emniyet+, imdat+, tehlike+.
    emergency-brake: imdat freni.
    emergency
    exit: tehlike halinde kullanılan çıkış.
    emergency -ration
    ask. demirbaş erzak, olağanüstü zamanlara mahsus yemek paketi.
    emergency landing: mecburî iniş.
    emergency ward: (hastanelerde) âcil vak'a koğuşu.
acil servis Noun, Medicine
zor bir durumla karşılaşmak Verb
her türlü beklenmedik zor duruma hazırlıklı olmak Verb
yalnızca zaruret halinde (hini hacette) kullanılmak Verb
acil vaka
olağanüstü haller
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Proper Name, Organizations
acil durum ilan etmek Verb
acil savunma durumu
acil savunma durumu
acil kararname
zaruret halinde
tehlike durumunda
Olağanüstü Hal Kanunu Proper Name, Law
güç bir duruma karşı koymak Verb
devletin karşı karşıya geldiği tehlike durumu
milli olağanüstü durum
acil durdurma
kişisel sorunlar Noun
ailevi sorunlar Noun
özel nedenler Noun
barınma limanı Noun, International Law
acil duruma yardım etmek Verb
olağanüstü hal
olağanüstü durum
OHAL Noun, Law
olağanüstü hal Noun, Politics-Intl. Relations
ıstırar hali (devleti tehlikeye koyan durum
seferde olağanüstü durum
acil durum ihbarı
acil tedbirler Noun
geçici yönetim
acil yardım
acil yardım programı
acil yardım programı
acil yardım programı
tehlike uyarısı
hızlandırılmış amortisman
devleti tehlikeye sokan durum yönetimi
acil servis yatağı
olağanüstü durum kurulu
imdat freni
el freni
eğreti köprü
geçici bütçe
istirar hali kabinesi
olağanüstü hal kabinesi
acele telefon konuşması
(telefon) acele telefon
acele telefon
yardım arabası Noun
(taşımacılık) acil durumda zamlı taşıma tarifesi
acil durum şartı
tehlike klozu
devleti tehlikeye sokacak bir durumda oluşacak koalisyon
acil durum kurulu
yardım kurulu
para yerine geçen karşılık
muvakkat para
acil kararname
yardım servisi
güvenlik kapısı Noun, Transport
tehlike çıkışı
güvenlik çıkışı Noun, Transport
tehlike durumunda kullanılacak olanaklar Noun
silâh sanayii tesisleri Noun
yedek akçe fonu
yardım sandığı
imdat freni
ilkyardım hastanesi
acil durum talimatı
geçici iş
mecburi iniş
olağanüstü durum kanunu
acil durum mevzuatı
acil durum yasaması
yedek ışıklama
acil bakım zamanı
(tramvay) yedek vatman
Acil Durum Yönetimi Merkezi Noun, Organizations
kriz masası Noun
acil yardım vasıtaları Noun
tehlike durumu mevzuatı
olağanüstü önlemler Noun
acil durum önlemleri Noun
acil tıp teknisyeni Noun, Employment
acil tıp Noun, Employment
muvakkat para
yardım parası
acil ihtiyaçlar Noun
acil durumda telefon edilecek numara
acil durumlarda telefon edilecek numara
acil pratisyen hekimi Noun, Employment
acil cerrahi müdahale
acil cerrahi merkezi
olağanüstü durum emri
acil servis hastası Noun, Medicine
acil durum süresi
acil doktoru Noun, Employment
acil durum planı Noun
iltica limanı
olağanüstü durum ilan etme yetkisi
fevkalade hal kanunu
acil durum programı
acil durum önlemleri Noun
istisnai hal
demirbaş erzak
olağanüstü zamanlara özel yemek paketi
acil durum yönetimi
acil yardım servisi
acil tamir ihtiyacı
acil ihtiyaç gösteren onarımlar Noun
yol kenarı imdat telefonu
acil servis Noun, Medicine
acil durum yönetimi
olağanüstü yönetim Noun, Politics-Intl. Relations
tasfiye satışı
âcil servis
acil servis
olağanüstü oturum
tehlike işareti
acil durum Noun
nefsi körletici ufak tefek yiyecek
hazır polis kuvveti
hazır kuvvet
tehlike anında kullanılacak merdiven
acil durum
acil durum yedek malzeme tedariki
acil durum yardımı
acil cerrahi Noun, Medicine
buhran anında konan acil durum vergisi
yardım treni
trafik kazası vukuunda ilkyardım
acil kullanım onayı Noun, Pharmacology
yardım arabası Noun
acil durum ücreti
acil durumda para çekme
acil işler Noun
mecburi iniş yapmak Verb
(US) Teknik Acil Yardım Dairesi
yolcular için yol kenarlarındaki kolayca tanınabilir telefon
acil durum önlemleri almak Verb
acil durum önlemleri Noun
Afet ve Acil Durum Yönetimi Noun, Organizations
Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi Noun, Organizations
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Proper Name, Organizations
Birleşmiş Milletler Olağanüstü Durum Kuvvetleri Noun, Organizations
Birleşmiş Milletler Çocuklar için Acil Yardım Fonu Noun, Organizations